DOKULMAZLIKLARIN
KALDIRILMASI
Dokunulmazlık,
milletvekillerinin siyaset yapmalarının engellenmesine ilişkin olumsuzları
ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Dokunulmazlık, milletvekilleri hakkında
gelişigüzel davalar açılarak, onların yasama faaliyetlerine katılımlarının
engellenmesi riskini ortadan kaldırır. Bununla birlikte dokunulmazlık,
milletvekillerinin her aklına geleni yapmalarını sağlayacak bir zırh değildir.
Bu husus iktidar ve muhalefetteki tüm milletvekilleri için geçerlidir.
Dolayısıyla
tüm milletvekillerinin dokunulmazlıkların kaldırılması, BDP’lilerin
dokunulmazlıklarının kaldırılmasındaki siyasi tartışmaları ortadan kaldırır ve
meseleyi olması gerektiği gibi sadece hukuki bir dava haline getirir.
Hiçbir ülke
"Terör ve şiddet ile iç içe olan siyasi organizasyonlara hayat
hakkı tanımaz.”
Uluslararası Venedik
kriterleri’de, teröre ve şiddete bulaşan siyasi partinin açık kalamayacağını
beyan etmektedir.
BDP beyanları ve eylemleriyle, siyasi bir
partinin yasal çerçevesine sığmayan işler yapmaktadır. Şiddeti siyasetin aracı
haline getirenlere göz yummak, şiddeti meşrulaştırmak anlamına gelir. BDP’liler
bilinçli olarak, milletvekili rozeti bile takmıyorlar. Bu tavırlarıyla Türkiye
Cumhuriyetinin egemenliğini ve meclisin meşruiyetini tanımadıklarını ilan etmiş
oluyorlar.
Yakalanan birçok PKK militanı, BDP teşkilatları
vasıtasıyla dağa çıktıklarını itiraf etmektedir. BDP bugüne kadar PKK terörünü
kınamadığı gibi “ silahın Kürtlerin bir sigortası” olduğunu ilan etti.
Şimdiye kadar yaptıkları icraatların yanında PKK’lılarla kucaklaşmaları,BDP
milletvekillerinin belki de en masum görüntüleridir. Seçimlerde Kürdistan’ın
sınırlarını çizdik diyenler, Apo’nun heykelini dikeceğiz diye meydan
okuyanlar, halen TBMM de ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorlar.
Nuce TV
konuşan Selahattin Demirtaş- "Bizim açımızdan mesele şudur. Ortadoğu bu
kadar kaynıyorken, Kürt halkı kendi kaderini belirleme konusunda tarihi
fırsatlar yakalamışken, birilerinin çıkıp bu iradeyi yok sayması Kürtler açısından
yeni bir değerlendirme durumudur." Demektedir !
Hukuk uygulanmak için vardır. Bir ülkede yasaların alenen çiğnenmesine göz yummak, hukuk devletini işlemez hale getirir. Hukuka en büyük darbe vuran husus “ Hukukun, siyasetin kirli bir parçası haline gelmesidir.”
Hukuk uygulanmak için vardır. Bir ülkede yasaların alenen çiğnenmesine göz yummak, hukuk devletini işlemez hale getirir. Hukuka en büyük darbe vuran husus “ Hukukun, siyasetin kirli bir parçası haline gelmesidir.”
BDP
kanunları hiçe sayarak, Devletin otoritesini tehdit ederek, bölgede Devlet’in
otoritesinin olmadığını göstermeye çalışıyor. BDP Devletin otoritesi yerine,
bölgede PKK’nın otoritesini inşa etmeye çalışıyor. Güvenlik güçlerince aranan
PKK’lıları saklıyor, PKK’ya para aktararak her türlü lojistik desteği sağlıyor.
Ne anlama geldiğini çok iyi bildiğimiz teröristlerle kucaklaşmayı da bu
kapsamda değerlendirmek gerekir.
Dokunulmazlıkların
Meclis tarafından kaldırılacak olması, bu sürecin siyasallaştığı sonucunu
doğurmaz. Çünkü kararın hukuki gerekçeleri de olacaktır. Dokunulmazlıkların
kaldırılmasına karşı çıkanlar, hangi çözümü getiriyorlar? Dokunulmazlıkların
kalkması şiddeti tahrik eder diyenler, Devlet’in gücünün ne olduğunu
bilmiyorlar. 1994’den beri terörün devam etmesinin nedeni dokunulmazlıkların
kaldırılmasında değil, dış kaynaklı bölücülük faaliyetlerinin kesintisiz devam
etmesindendir.
Hukukun
uygulanması değil, aksine hukukun uygulanmaması şiddet ve anarşi doğurur. Çünkü
PKK gibi terörist örgütlerin ve uzantılarının besin kaynağı, kanunların
yeterince uygulanmamasının doğurduğu boşluklardır. Taviz tavizi doğurmaktadır.
BDP’liler
demokratik siyaset yapma yerine, Terörle Mücadele Kanunu’nda belirtilen “örgüt
mensuplarına yardım etmek, şiddet veya diğer terör yöntemlerine başvurmayı
teşvik edecek şekilde propaganda yapmak, kamu görevlilerine görevlerinden
dolayı karşı gelmek suçlarını işlemekten geri kalmıyorlar. BDP’lilerin söz
konusu eylemleri hakkında; savcıların ellerinde birçok delil bulunmaktadır.
Ayrıca BDP’liler bu eylemleri, partiye ait bina ve benzeri yerlerde işleyerek,
cezanın artmasına neden olacak şekilde davranmaktan kaçınmıyorlar. BDP’liler Devletin ülkesi ve
milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmaya, Türk Devleti’nin ve Cumhuriyetin
varlığını tehlikeye düşürmeye, Devlet otoritesini zaafa uğratmaya veya yıkmaya,
temel hak ve hürriyetleri yok etmeye, kamu düzenini, Devlet’in iç ve dış
güvenliğini bozmaya yönelik her türlü eylemi dokunulmazlık zırhına bürünerek
işlemektedir.
Dolayısıyla
BDP’lilerin sürekli ve ısrarlı bir şekilde takındıkları siyaset dışı ve hukuku
ihlal edici tavır ve eylemleri siyaseten değil, hukuken ele alınmalıdır.
Terörle
mücadelede son otuz yılın en başarılı dönemini yaşıyoruz. Terörle mücadelede görevli
tüm kurumlar, daha önce gerçekleşmemiş bir koordinasyon sağladılar. Bu
işbirliği de terörle mücadeleyi başarı hale getirdi. Güvenlik güçleri Devlet
otoritesini bölgede yeniden tesis etti. Örgüt bu yüzden zaman kazanmak ve
yaralarını sarmak için “barış mesajları” vermeye başladı. Terörle mücadelede
gösterilen bu kararlılık ve işbirliği devam ettirilerek, PKK’nın beli tamamen
kırılacak ve Kürtlerin PKK vesayetinden kurtulması sağlanacaktır.
AK Parti bir taraftan BDP’lilerin dokunulmazlıklarını kaldırmayı
düşünürken, bir taraftan da BDP’liler ve diğer KCK’lılar tarafından “şiddete
bulaşmayarak” işlenen terör suçlarını bu kapsamdan çıkaran, dördüncü yargı
paketini yürürlüğe koymak istemektedir. Gerek BDP’lilerin gerekse KCK’ lıların
eylemleri tüm demokratik ülkelerde, terörle mücadele kapsamında suç
sayılmıştır. Sayın Başbakan İspanya dönüşü yaptığı açıklamalarda, söz konusu
eylemlerin İspanya’da da suç olduğunun altını çizmiştir. AKP milletvekili
Yalçın Akdoğan, 30 Kasım tarihindeki yazısında AİHM’in İspanya’daki Batasuna
Partisi’nin kapatılması davasında verdiği karara atıf yaparak Mahkeme’nin
“demokrasiye tehdit oluşturan eylem ve söylemlerin demokratik toplum kavramı
içinde yer almayacağı kararı aldığını belirtmiştir.
Herhangi bir Avrupa ülkesinde olsaydı BDP kapatılırdı ve Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi bu kapatmayı onaylardı. Nitekim İspanya’da Herri Batasuna
Partisi ETA terörünü kınamayı reddettiği için kapatıldı ve Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi demokrasilerde teröre karşı durmak, terörü eleştirmek bir etik
görevdir diyerek bu kapatmayı onayladı.
BDP'ye
dokunmak siyaseten yanlış diyerek, yapılan ihanet devletimize meydan okuma
noktasına geldi. BDP, ancak bir terör örgütünün yapabileceği her şeyi yaptı.
Eylemleri karşılıksız kaldıkça da şirretliğini, saldırganlığını artırdı. BDP
bugün siyaset değil, bozgunculuk yapıyor. Kardeşi kardeşe düşman etmek için her
fırsatı değerlendiriyor.
Hukuk
devleti olacaksak, BDP'lilerin dokunulmazlıkları en kısa sürede kalkmalıdır.
Sadece BDP'liler değil, milletvekilliği göreviyle bağdaşmayan işler yapan, suç
işleyen tüm milletvekilleri ile bürokrat’lara da dokunulmalıdır.
Türkiye ya BDP milletvekillerinden hesap sorarak,
hukuk devleti olacaktır. Ya da hukuku rafa kaldırıp, BDP'nin ülkeyi ve milleti
bölmesine göz yumacaktır.
Mustafa Yolcu