18 Eylül 2013 Çarşamba

TARİHİN ŞEREF LEVHALARI- 11 ASTEĞMEN HAMDİ


TARİHİN ŞEREF LEVHALARI – 11 ASTEĞMEN HAMDİ
 
2. İnönü muharebesi bütün şiddetiyle devam ediyordu. İnönü mevzilerine günlerdir çarpan düşmanın saldırıları, bir kaya kadar sert duran siperlerimiz önünde eriyor, parçalanıyordu. Buna rağmen düşman kesin bir netice elde etmek için saldırılarını durmadan şiddetlendiriyor, her gün cepheye yeni kuvvetler sürerek taarruzu tekrarlıyordu.  

Bu sıra da güneyde ( Aslıhanlılar ) civarında çok şiddetli bir muharebe başlamıştı. Düşman güney gurubumuzu kuzey gurubundan ayırmak maksadı ile devamlı güney gurubunun sağ kanadı ve gerisine saldırmak istiyor, fakat hamleleri Mehmetlerin olağanüstü gayretleriyle durduruluyordu. Düşman çok kuvvetli idi ve  gün geçtikçe cepheye yeni kuvvetler sürüyordu.  

Düşmanın birçok kez bıkmadan, usanmadan tatbik ettiği bu takdik her defasında karşılanıyor ve az sayıda olan ihtiyatlarımız da bu yüzden bağlanıp gidiyordu. 

11 Nisan 1921 günü, seçme birlik alayıyla saldırıya geçen düşman, daha açıktan dolaşarak ordunun sağ yan ve gerisini ele geçirmeye muvaffak olmuş ve durumu zora sokmuştu.
 
Bunun üzerine güney cephesi komutanı 189. Alaya, buradaki düşmana saldırarak ordunun sağ yan ve gerilerini korumak vazifesini verildi. 

12 Nisan 1921 sabahı, bütün hazırlıkları bitirmiş olan alay, gün doğmadan düşman üzerine bir çığ gibi atıldı. Fakat düşman, o kadar kuvvetli mevzilere yerleşmiş ve o kadar tesirli ateş açıyordu ki, alay bütün gayret ve fedakârlığına rağmen dümdüz olan bu arazide çok ağır ilerleyebiliyor, çok kayıp veriyordu. Alay buna rağmen düşmana 400- 500 metre yaklaşmış ve ancak bu mesafede durmak zorunda kalmıştı. Düşmanın baş kaldırtmayan cehennemi ateşi altında, hareket etmek mümkün değildi. Verilen bütün saldırı emirleri, düşmanın şiddetli ateşi altında yerine gelmiyor, Mehmetler bütün gayret ve isteklerine rağmen bir adım atamıyorlardı. 

Bu zor devrede; alayın gerilmiş olan sinirlerine, bir şimşek tesiri ile nüfus eden bir gürleme duyuldu ve bundan sonra ileri atılan bir subay” asteğmen Hamdi” görüldü. Subay çevik hareketlerle alayın 50 metre ilerisine fırladıktan sonra, coşkun bir sel gibi tutuşan ruhuyla alaya haykırdı.” Vatanını ve milletini seven benimle gelsin.” Dedi. Yıldırım hızıyla düşman üzerine atıldı. Düşman ateşi iyice şiddetlendirmiş, bir toprak yığını dahi bulunmayan bu düzlükten çok istifade etmişti. Düşmanın sağanak gibi yağan ateşi altında toprağa gömülmüş olan alayda, heyecan can haddini bulmuştu. Artık ateşi ve ölümü düşünen kimse kalmamıştı. Erler ve subaylar, alayın kahraman subayı Hamdi’nin peşine takılmış ve geçtiği yeri silindir gibi ezerek düşman mevziine girmeyi başarmıştı. 

Düşman 189. Alayın bu kahramanca saldırısı önünde direnemedi, mevzisini terk ederek çekilmeğe ve yüzlerce ölüsünü bırakarak, geldiği yere gitmeye mecbur kaldı.
 
Asteğmen Hamdi istiklal harbinin başlangıcından, Sakarya ya kadar olan bütün muharebelerde bulunmuş ve her gittiği savaşta yeni bir destan yaratarak çıkmıştır. Aslıhanlılardaki Hamdi, Nasuhçal’daki Hamdi’nin yanında sönüktür. Sakarya’daki Hamdi, ilahileşmiş bir kahramandır. O, bu savaşa inanarak katılmış ve bu savaşın bir ölüm, kalım savaşı olduğunu askerlerine anlatmıştı.  

Mehmetler düşmanın medeniliğini!.. gözleri ile görmüşlerdi. “ Köyler yakılmış, tarlalar çiğnenmiş, mal, mülk yağma edilmiş, buralarda yaşayan halkımız en hakir muameleye tabi tutulmuştu.” Onuru diğer milletlerden yüce olan Türkün, bu aşağılanmayı yaşamaktansa, ölüme razı olacağını söylemeye gerek yoktur. Mehmetler yakılan yurdunun, çiğnenen şerefinin intikamını taşıyor, her Türk “ ya istiklal- ya ölüm” meşalesiyle dolaşıyordu. 

Eskişehir- Kütahya muharebeleri sona ermişti. Burada durumun gayri müsait olması nedeniyle, tarihte eşine az rastlanır kararla, birliklerimizin Sakarya gerisine çekilmesine karar verildi. Türk ordusunun kahraman komutanları ve onun fedakâr Mehmetleri tarafından büyük bir düzenle başarılan bu hareket, bir saat hassasiyetle tatbik edilmiş ve koca stepleri aşan birliklerimiz Sakarya boyuna ulaşmışlardı.  

Sakarya; burası artık son duraktı. Sakarya kızıl akacak, her karış toprak mübarek şehit kanları ile sulanmadıkça asla terk olunmayacaktı.  

Asteğmen Hamdi, Haymana’da Taşlı tepeyi savunan bir taburla beraber bulunuyordu. Aslıhanlar kahramanı burada da büyük bir fedakârlık ve feragat la savaşıyordu. Hamdi, Taşlı tepede düşmanın yaptığı şiddetli saldırılarda kolundan ağırca yaralanmıştı. Fakat Hamdi, kolunu delen bir kurşuna aldırış bile etmedi. Kolunu sardırmaya gerek bile duymadı. Kanlar sızan koluyla takımının başında kaldı. Tabur komutanının önce ısrarına sonra ricasına rağmen geriye gitmedi. 

30 Ağustos günü; düşman aç bir kurt gibi ve gerisinde sıraladığı yüzlerce topun desteğine güvenerek tekrar hücuma geçti. Bu sırada taşlı tepenin kuzeyinde bulunan kıtalarımız çekilmiş ve Taşlı tepeyi tutan taburunda sağ yanı tehdit olunmaya başlamıştı. Durum tehlikeli idi. Bu sırada Hamdi kahraman tavrıyla yine ortaya çıktı. Yaralı koluna rağmen siperden, sipere atlıyor, yardım gereken yere yıldırım hızıyla yetişiyor, orayı düzelttikten sonra başka yere koşuyordu. Hamdi yaralanan bir Mehmet’in elinden tüfeğini alarak boş kalan yerini doldurmaya, böylece vücuduyla, ruhuyla, bütün varlığıyla takıma örnek ve destek olmaya çalışıyordu. Hamdi siperden sipere atlarken hain bir kurşun ikinci defa olarak onu bulmuş, göğsünden ağırca yaralanmıştı. 

Hamdi buna da aldırmadı. O yine ayakta, yine aynı ruh ve heyecanla ilerlemek isteyen düşmana darbeler indirmekle meşguldü. Geriye gitmedi. “ Son damla kanıma, son gücüme kadar çarpışacağım.” Diyerek takımını, kahraman Mehmetleri terk etmedi. 

Düşman taarruzunu gittikçe artırıyordu. Durmadan takviye alıyor, her defasında kırılan taarruzunu yeniden tekrarlamaya imkân buluyordu. Artık düşmanı bir mucize durdurabilirdi. Taburun bütün gayret ve fedakârlığı, birbirini takip eden dalgalar halinde ilerleyen düşmanı durdurmaya kâfi gelmedi ve düşman,  bir yılan soğukluğuyla mevzilerimize kadar yaklaşabildi. Düşman bu sırada yorgun ve bitkin bir durumda, yaklaştığı siperlerimize hücum için çalışıyordu. Biraz önce bir cehennem olan tepeyi, şimdi derin ve korkunç bir sükûnet kaplamıştı. Yakın birliklerden duyulan tüfek, makineli tüfek ve top sesleri olmasa burada bir muharebenin cereyan ettiğine kimse inanmazdı. Düşman; dakikalar geçtiği halde halen hücuma kalkmıyordu. Bu sırada takımına süngü taktırmış ve bombalarını hazırlatmış bulunan Hamdi- “ Bu tepeyi onlara veya bize mezar yapacağım.”                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                         Diyerek, onların hücumunu beklemeden bir aslan heybetiyle düşman üzerine atıldı. Bir avuç Mehmet’in saldırışı, esasen maneviyatı bozulmuş düşmana şok tesiri yaptı. Önce şaşıran düşman, biraz sonra çakal sürüsü gibi geldikleri mevzilerine kaçmaya başladılar. Fakat bu sırada üçüncü bir kurşun Hamdi’yi,  bu kahraman Türk subayını, artık kımıldayamayacak hale sokmuştu. O yine geri gitmedi. Kendisini kuytu bir yere götüren erlerine “ Arkadaşlarım. Bu tepeyi muhafaza ve müdafaa edeceğinize eminim. Şehit olursam beni bu tepeye gömün ve hepiniz hakkınızı helal edin.” Dedikten sonra; Allahın mağfiretine eren Hamdi’nin ruhu Sakarya şehitlerinin ruhuna kavuşurken; takımının fedakar evlatları bu kır ve taşlıklı tepede ona mütevazı bir mezar hazırlamış ve bütün sevdiklerinin göz yaşları arasında onun son arzusunu yerine getirmişlerdi.  

myolcu@ttmail.com      

 

 

 

9 Eylül 2013 Pazartesi

TARİHİN ŞEREF LEVHALARI- 10 YEDEK TEĞMEN AFİF


TARİHİN ŞEREF LEVHALARI- 10 

YEDEK TEĞMEN AFİF 

Afif, uzun boylu, narin yapılı, nazik tavırlı, halim ve kalbi meftun kılacak kadar cana yakın, samimiyeti gözlerinden okunan, keskin zekâsı ile gerek aile muhitinde ve gerekse tanıyanları arasında çok sevilen bir gençti.  İstanbul’da Yesarizade ailesinden deniz Kurmay Albayı Fahrettin in oğludur. Babası biricik yavrusunun, her hususta milletine ve memleketine yarar bir insan olması için; maddi ve manevi bütün fedakârlıkları yapmış, Avrupa ya tahsile göndermiş, bununla da kalmamış kendi mesleği olan askerliği ve askeri tanıtmıştır. Bu suretle sivil hayatta iyi bir memur olan yavrusuna çok iyi bir askeri terbiye de vermişti. 

1914 Senesinde, büyük harp ilan edilmişti. Bu sıralarda herkesin pekiyi tanıdığı halim ve nazik bir genç olan Afif, ortadan çekilmiş, yerine ecdadının kahramanlık mirası gözlerinden fışkıran seferi kıyafetli bir subay dikilmişti.
 
Şimdi onun ruhunda, kültürlü ve zarif bir genç yerine, milli gururu okşanmış, vakur, civanmert bir Türk subayının cengâverlik hüviyeti beliriyordu. Afif senelerce bu meslekte hizmet etmiş bir asker tavrı ile arkadaşlarını selamlıyor, sevimli bakışlarında kazanılmış bir emelin şetaretini söyleyen ifadeler uçuşuyordu. Tanınan bir sesle, gidiyorum… Diyordu. Fakat biliyor musunuz nereye?  Kafkas cephesine ve ilave ediyordu. 

Evet, beyaz çehresiyle bikes bir bakir gibi aciz ve mütevekkil yolumuzu gözeten o dağlara gidiyorum. Ben ve bütün Türkler akacak kanlarımızla onun beyaz örtüsüne, güller, laleler işleyeceğiz. Soğuk göğsünü sıcak nefesimiz ile ısıtacağız. Düşman boyunduruğunda inleyen onsuz yurttaşlarımızı kurtarmak için öleceğiz… Diyordu. 

Afif, hakikaten bir süre sonra RUSLARA karşı Kafkas cephesinde görüldü. Bütün arkadaşları Afifin içinde yanan intikam ateşini ve büyük hayalinin mücessem hakikatlerini gördüler. O vazife için çırpınıyordu. Erleriyle onların her haliyle uğraşıyor, onların istirahatı için çok gecelerini feda ediyor, onlarla yaşayış, yiyiş, düşünüş itibarı ile daima beraber oluyordu. 

1916 Senesi Şubat ayının pek fırtınalı ve soğuk bir kış sabahı idi. Güneş, üç günden beri devam eden kanlı muharebelerin, son buhranını yaşayacak olan bu günün elim hakikatlerini görmek için titrek parmaklarıyla ufku yırtmaya çalışıyordu. Ortalığın ağarmasıyla birlikte başlayan Endek tepesindeki muharebenin pek kanlı olacağı daha başlangıcından anlaşılıyordu. Tepede bulunan ileri karakol bölüğü şiddetle üzerine gelen bu saldırıdan ürkmedi. Kendisinden 20 misli üstün kuvvette olan düşmana karşı imanla savaşıp, düşmanı kıra kıra canlarını çok pahalıya sattılar. Tepeyi, bir tek er kalıncaya kadar savundular. Düşman yüzlerce kaybına karşı, birkaç siper parçasını işgale muvaffak olmuş, orada vazifesini büyük kahramanlıkla yapan ve son erine kadar bu uğurda can veren bölüğün varlığından başka bir şey görememişti. Tepenin küçük bir kısmı elden çıkmıştı. Lakin bu kısmın hâkimiyeti diğer kısımlara da tesir yapacak bir durumda ve bu kısım düşmanda kalırsa, mevzide tutunmak mümkün olsa dahi çok kan dökülecekti. Bu tepenin geri alınması gerekiyordu. 

Veli baba bölgesinde müdafaada bulunan 28. Tümen kendisinden belki onbeş misli kuvvette düşmanla üç gündür savaşmış ve her ne kadar mevziini müdafaa imkânı bulmuşsa da girdiği kanlı muharebeler neticesinde mevcudunun yarısını kaybetmişti. 

Bu sebeple, tümenin zayiatını doldurmak ve muharebe gücünü artırmak gerekiyordu. Bunun içinde, 17. Tümene mensup 51. Alayın 2. Taburu 28. Tümen emrine verildi. Tümenin emrinde başka ihtiyat olmadığından, bu tabur tepenin geri alınması için görevlendirildi. Bu sırada topçularımız taarruzu hazırlamak, düşman topçusu bizimkileri susturmak için düelloya tutuştular. Hedefleri zıt bu iki kütle, birbirini boğazlamaya çalışıyordu. Her Mehmet’in yüzünde ölmeye karar vermiş bir insanın azmi görünüyor, her subayın ruhunda ölmeye karar vermiş Mehmetçikten ayrılmanın ıstırabı seziliyordu. Askerler birbirleriyle helalleşiyor, Hasan sen sağ kalırsan anama selam söyle, Mehmet hakkını helal et. İşte bu sıralarda Afif takımın başına geçmiş, şimşekler çakan gözlerini tepeye dikmişti. Bu gün onda bir fevkaladelik vardı. Görünen sessizliğinin incelikleri arkasında biriken intikamının coşkunluğu hissediliyordu. Arkadaşının omzuna hafifçe dokundu ve heyecanlı bir sesle – “ Reşat hakkını helal et… Ben şehit olmaya gidiyorum.” Dedi. Sabırsızlanan takımına ileri… Komutunu vererek kendisi en önde düşmana doğru atıldı.  

Düşman büyük bir inatla müdafaa ediyor, tükenmeyen, dinmeyen, susmayan bir cehennem yağdırıyor, ölüm saçan nesi varsa hepsini ortaya atıyor, buna rağmen bu mermi tufanı altında Mehmetler vakit vakit sıçrıyor, yere yatıyor, ilerliyordu. Bütün bu kütlenin önünde şahlanmış, cesaretini çevresine yayan bir kahraman görülüyordu. Yedek teğmen Afif… 

Tüfek muharebesi bir saat kadar sürmüş, kesin netice zamanı gelmişti. Afif yıllardır içinde sessizce yanan intikam ateşini, bütün kinini bir volkan gibi fışkırttı… Süngü tak… Hücum… Ve yıldırım gibi düşmana saldırdı. Afif artık hisseden ve duyan biri olmaktan çıkmış, o, yağan ateşe, parıldayan süngülere doğru koşan ve yalnız tepeye vazifeye doğru koşan ateş kütlesi olmuştu. Bir kurşun, sağ ayağını deldi bir misket sağ bacağını yardı, fakat o, artık sızlamayan ve acı duymayan bir asap yığınından ibaret kalmıştı. Bütün dimağı, varlığıyla bir şey düşünüyordu. İntikam… Tepeye yaklaşıldı. Uzun mesafeleri, diz boyunda karları cehennemi ateşler altında geçmiş bir tabur asker, diğeri zinde silahı, cephanesi bol, savunmadaki iki tabur düşman, birinde yanan ateşe mukabil, diğerinde kül olmuş, sönmüş bir enkazın dumanları tütüyordu. İki taraf birbirine girmişti. Mehmetler süngülerini bütün kuvvetleri ile saplıyorlar, gırtlakları koparıyor, beyaz karlar üzerinde kanlar akıyordu. Düşman ümitsizce bütün toplarını tepeye cevirdi. Bir saniyelik volkan iki tarafında yarısını yaktı. Esasen düşmanda bozgun başlamış, sağ kalanlar canlarının derdine düşmüşlerdi. Günlerce süren bu muharebelerde, tabiatın bütün şiddetine, yorgunluğa ve açlığa rağmen bu gaye uğruna çarpışan, ne için savaştıklarını bilen kalpleri iman dolu Mehmetler, düşmanlarını yendiler. Akşam yaklaşıyordu. Tepe şehitler ve yaralılarımızla dolu, bu günün yarasını sarmak için herkes bir işle meşgul oluyordu. Bir taraftan şehitler gömülüyor, yaralılar geriye gönderiliyordu. Afif, bu kahraman Türk evladı, goncalar açmış nazik gülfidanı, göğsünden aldığı bir süngü yarası ile şehit olmuş ve patlamayan bir obüs mermisine yaslanmış bulunuyordu. Çehresi hala manalı, gözleri ateşli idi. Şimdi dağlardan kopan ve vadileri titreten acı bir rüzgâr esiyor. Bu karlı tepeleri sulayan mübarek şehit kanları, tepede muzaffer ve vakur dalgalanmakta olan bayrağa kızıl rengini verirken, büyük bir tümenin gıpta ve özlemi içinde Afif, yine bir düşman mermisinin açtığı ebedi istirahatgahına tevdi ediliyordu. Onun ruhu kar, bora, tipi fırtınaları arasında beyaz çehresiyle bikes bir bakir gibi aciz ve mütevekkil, onu bekleyen dağlara gidiyordu. 

Zair bu aziz naaşı hürmetle selamla
Mihrabı emel, aşkı vatan mahzenidir bu
Afif ne bahtiyarmış, yüce sonunu anla
Yurt uğruna oldu feda, son meskenidir bu
Pek sevdi hüda kıldı anın ruhunu ila
Yerde kalan naş, şehidin mezarıdır bu 

myolcu@ttmail.com