10 Mayıs 2008 Cumartesi

İŞ DENEYİMİ

Türkiye'de kısa bir iş deneyimi olmuş,üniversite mezunu genç bir Türk kızının, bir Kanada şirketindeki ilk izlenimleri:

Selam arkadaşlar,

Burada müdürlerin ayrı odaları yok. Bizimle ayni büyüklükteki kübiklerde oturuyorlar. Müdürlerin sekreterleri de yok; genel bir idari sekreter var yalnızca. izin için yazılı dilekçeye filan gerek yok. işin varsa, istediğin zaman çıkıyor, çalışma saatlerini kendin ayarlayabiliyorsun. Mesela trafik veya başka bir sebeple bir saat geç geliyorsan, bir saat geç çıkıyorsun. Müdürlerin misafirleri geliyorsa, gidip kendileri karşılıyor. Özel teşrifatçıları yok.

Herkes kendi fotokopi veya faksını kendi çekiyor; kimsenin emrine amade avare adam yok. Herkese ait ISDN telefon var. Yani arayanın numarasını görebiliyorsun. Tüm telefonlarda iç ve diş mesaj servisi var. Arayanlar sesli mesaj bırakabiliyor. Kimse kimsenin telefonuna bakmıyor. Elini serbestçe kullanabilmen için, telefonlarda kulaklık da mevcut.

Ana girişlerde ve laboratuarlara girerken kart basılıyor.

Maaşlar aylık değil, iki haftada bir ödeniyor. iki haftalık is programı çizelgeleri doldurulup yönetime veriliyor: yaptığınız isler, yapmayı planladığınız isler, yapamadıklarınız, niçin yapamadığınız, yapabilmek için nelere veya kime ihtiyaç duyduğunuz, veya hangi eğitimleri almanız gerektiği, vb.

Senede bir ve üçer aylık çeyreklerde, priorities başlıklı bir form dolduruluyor (Öncelikler). Bu form sizinle müdürünüz arasında bir tür sözleşmedir. Kariyerinizi hangi yönde geliştirmek istediğiniz, o dönem boyunca yapacağınız tüm isler ana hatlarıyla bu formda yer alıyor. Tabii bunların yorumdan uzak ve ölçülebilir olması gerekiyor. Davranış biçiminiz de ölçülüyor. Mesela, işinizi yapmanız için hangi yeteneklere sahip olmanız ve ne tür davranışlar sergilemeniz gerektiğine kendiniz karar veriyor, su anki durumunuzu ve ulaşmanız gereken noktayı belirliyorsunuz. ve dönem sonunda kendinizi değerlendiriyorsunuz. Bunun için, mesai arkadaşlarınıza birer feedback (geri besleme) formu dağıtıyor ve doldurmalarını rica ediyorsunuz. Onlar da son derece nesnel biçimde sizi değerlendiriyorlar. Böylece almanız Gereken eğitimleri daha iyi belirtiyor, sizi sınırlayan risk faktörlerini sıraya koyuyorsunuz.

Kağıt israfı olmasın diye hemen hemen her türlü iletişim bilgisayar üzerinden yapılıyor. Bütün teknik dokümanlar bir web sayfasında bulunuyor.

Herkes kendi projesiyle ilgili belgelere bakmaya tam yetkili iken, başka projelere de misafir statüsüyle girebiliyor. Hangi amaçla olursa olsun, hazırlanan tüm dokümanlar bu web sayfasında bulunuyor, ise yeni başlayan bir elemanın saatlerce dosya araştırmasına gerek yok. Size bir şifre veriyorlar, sizin için gerekli tüm bilgilere anında ulaşıp ise aşina oluyor, kendinizi geliştirebiliyorsunuz. Uzun sözün kısası, bilgi saklanmıyor! yemeklerde, asansörde, arkadaş toplantılarında projelerle ilgili konuşmanız yasak, şirketinize ait bilgiler size açık, ama rakiplerinizin kapabileceği ortamlarda dile getirilemez. Proje liderleri, yapılan her toplantının ardından herkese günü geçirmeden son durumu, karşılaşılan problemleri mail listesine gönderiyor, şirket-içi haberleşme de genelde mail ile yapılıyor.

Her cuma günü saat 16.00'da meşrubat, kek vs. esliğinde yeni gelenlerin tanıtıldığı toplantılar yapılıyor. yeni elemanlara çanta, mont, tişört vb. hediyeler veriliyor. Elemanların yetenek ve tecrübelerine göre bölüm değiştirmeleri zor değil, hatta teşvik ediliyor.
Kanada'da en çok hoşuma giden şey, islerin mutlaka sonuçlandırılması ve hiçbir şeyin ortada bırakılmaması. Mesela yazıcının toneri bittiyse, o sırada orada olan kişi isini bitirmiş olsa bile,mutlaka toneri değiştirip yazıcıyı öyle bırakıyor. "Bana ne, ben isimi bitirdim, benden sonraki düşünsün!" demiyor. Bu her yerde böyle. Mesela yanlış bir telefonu
aradıysanız, size nereyi aramanız gerektiğini söyleyip öyle kapatıyorlar. Bir ise başvurmuşsanız, arkasını takip etmeniz gerekmiyor, unutmuş olsanız bile onlar sizi aylar sonra arayıp bulabiliyor. Boyum yetişmediği için birinden dosya istedim, bana istediğim dosyayı verdikten sonra, başkaları ayni durumu yasamasın (ve kendi gibiler tekrar tekrar zahmet çekmesin!) diye dosyaları bir alt rafa kaydırdı.

Bir şeyi yapmamanız gerektiği söylenmişse ve siz kulak asmayıp yapmışsanız, kim olursanız olun mutlaka ceza görüyorsunuz. Her şey takip ediliyor, hiçbir şey laf olsun diye söylenip ortalıkta bırakılmıyor. Herkes isini iyi yapıyor. Başka türlü davranabileceğini aklına bîle getirmiyor. işinizi yaparken bilgiyi paylaşmıyorsanız, saklıyorsanız, arkadaşlarınıza yardımcı olmuyorsanız, hele başkalarına engel oluyorsanız, bütün bunları
dikkate alıyorlar.

SELAM SANA AİLE

Sevginin Ve Şevkatin
Çabanın Ve Zahmetin
Bıkılmayan Hizmetin
Kaynağıdır Aile.
X
Nehir Olup Fırat İle
Uçup Giden Turna İle
Gurbette Mektup İle
Selam Sana Aile.
X
Tüm Dertlere İlaçtır
Acıktığında Aştır.
Herkez Ona Muhtaçtır
Sıcaçık Yuva Aile.
X
Yorulunca Dinlendiğin
Hasta İken İyileştiğin
Derdini Söyleştiğin
Sırdaşındır Aile.
X
Sevgi İle Doluşun
Anne,Baba Oluşun
Herşeyini Verişin
Sembolüdür Aile.
X
Orda Küskünlük Olmaz
Orda Riya Bulunmaz
Orda Ücret Alınmaz
İşte Orası Aile.
X
Herşeyi Paylaşmak Orda
Sevgiyle Kaynaşmak Orda
Mutluluk Ararsan Orda
İşte Orası Aile.
X
Olsanda Paşa,Vali
Bakan,Milletvekili
Bir An Unutamazsın
Sevgili Aileni.


Mustafa Yolcu

İSKİLİP






İSKİLİP'İM VAR BENİM

Kanaraya Geldiğinde
Kalesini Gördüğünde
Düz Kayanın Eteğinde
İskilip’im Var Benim.
X
Bir Yanda Meydan Çayı
Öbür Yanda Akçayı
Yazın Yapar Salçayı
İskilip’im Var Benim.
X
Elma’ya Alma Derler
Ayva’ya Hayva Derler
Dolmayı Çok Severler
İskilip’im Var Benim
X
Ramazanda Keşkeği
Güzelim Su Böreği
Nefis Tepsi Çöreği
İskilip’im Var Benim.
X
Büyüğe Saygı Tamdır
Dürüste Rağbet Vardır
Düğün Vakti Sonbahardır
İskilip’im Var Benim.
X
İskilip’li Atıf Hocam
Ebussuud Şeyhülislam
Nice Büyük Evliyam
İskilip’im Var Benim.
X
İskilip’im Senden Ayrı
Duramam Yeter Gayrı
Aha Elekci Bayırı
İskilip’im Var Benim.

Mustafa Yolcu

GÜZEL İSTANBUL

Boğazda Beylerbeyi Sarayı
Otur Önüne Seyret Deryayı
Bir Çağı Kapatıp Yeni Bir Çağı
Açan Şehirdir Güzel İstanbul
X
Haydi Eminönü’ne Gidelim
Topkapı Sarayını Gezelim
Sarıyerde Börek Yiyelim
Gezip Görelim Seni İstanbul.
X
Çıkalım Gel Boğaz Turuna
Binelim Şu Duran Vapura
Beykoz,Sarıyer,Telli Baba’ya
Gidip Görelim Seni İstanbul.
X
Haliç’e Gidip Kürek Çekelim
Erenler’in Mekanını Görelim
Eyüp Hazretlerine Dua Edelim
Evliya Yatağıdır İstanbul.
X
Çamlıca Sırtına Çıkınca
İstanbul’a Tepeden Bakınca
Uzanır Boğaz Boylu Boyunca
Doyamam Seyre Seni İstanbul.


Mustafa Yolcu

ÖLÜM

Kim Demişki Yok Oluş
Yeni Başlangıçtır Ölüm
Yalan Dünyadan Ayrılış
Gerçeğe Dönüştür Ölüm.
X
Ne Ekersen Bu Dünyada
Ektiğini Biçmektir Ölüm
Gezmiş İsen Zevki Sefada
Hesabını Vermektir Ölüm.
X
Olmuş İsen Hak Aşığı
Maşuk’a Kavuşmaktır Ölüm
Ferhat Olup Delip Dağı
Şirin’e Kavuşmaktır Ölüm
X
Kıldın Namaz,Ettin Niyaz
Sana Korku Değil Ölüm
Olmuş İsen Sen Beynamaz
Gafletteyken Gelir Ölüm.
X
İnsanoğlu Gafil Olma
Genç İhtiyar Demez Ölüm
Sakın Ola Mağrurlanma
Zengin,Fakir Seçmez Ölüm.



Mustafa Yolcu

YOLCU

Arılar Bal Yaparlar Kovana
Karınca Tane Taşır Yuvaya
Böcekler İpek Örer Kozaya
Sen Ömrü Nasıl Geçirdin Yolcu ?
X
Karun Hazinesi Söylenir Durur
Süleyman Kuşlar İle Konuşur
Lokman Dertlere Deva Bulmuştur
Şimdi Nereye Gittiler Yolcu ?
X
Yıllarca Yedin İçtin Doymadın !
Ahiret Azığını Koymadın !
Rabbine İyi Bir Kul Olmadın
Hesab Gününde Ne Dersin Yolcu ?
X
Hak Ve Adalet Mülkün Temeli
Yolcu Kul Hakkına Dikkat Etmeli
Emanete Hiyanet Etmemeli
Bir Gün Hesaba Çekerler Yolcu.
X
Ağaca Dayanma Hazanla Kurur
Varlık Elkiri Çabuk Kaybolur
İnsana Güvenme Bir Gün Mevt Olur
Sarıl Allahın İpine Yolcu.


Mustafa Yolcu