29 Mayıs 2012 Salı

MEHMET YILMAZ -İSKİLİP KAYMAKAMI

Mehmet Yılmaz Bey- İskilip Kaymakamı 11.04.2012 Mehmet Bey sizi tanıyabilirmiyiz. İzmir ödemişliyim. Babam devlet memuru idi. Manisa Alaşehir’de doğdum. Lise ikinci sınıfa kadar Alaşehir de okudum. Lise üçüncü sınıfı Ödemişte okudum. Ankara üniversitesi SBF Uluslar Arası İlişkiler bölümünü bitirerek, kaymakam oldum. Kaymakam vekili olarak 1996 yılında göreve başladım. 15 yılı doldurdum. Iğdır da vali yardımcılığı yaptım. Evliyim iki kızım var. MY-Çocukluk döneminde sizin üzerinizde tesiri olan, örnek aldığınız birisi var mı? Rahmetli Babaannem Osmanlı bir kadındı. Amcamlarla birlikte otururdu. Amcamın üç oğlu vardı. Onların başında durup ders çalıştırdı. Bana da çok tesiri oldu. Halen amcamın oğullarından biri deniz albayı, biri deniz yüzbaşısı, biri diş hekimi oldu. Ders çalışırken başlarında durarak, onlar İngilizce çalışırken onlarla birlikte İngilizce öğrendi. Ben ise herhangi bir yerden kurs, ders almadan kendi gayretim ve Allahın yardımı ile bu duruma geldim. Kız kardeşim Ödemiş Anadolu lisesinde müdür muavini. Memur bir ailenin çocukları idik, normal bir çocukluk geçirdik. MY-Üniversite yıllarınız nasıl geçti. Üniversite yıllarında evde ve yurtta kaldık. Mektebi mülkiye Osmanlıdan kalan 1800 kurulan gelenek ile tek idareci yetiştiren okul idi. Rahmetli Özal ile birlikte Üniversite sayısı arttı. SBF girdiğimizde, buranın çok iyi bir üniversite olduğunu biliyordum. Şu anda bile hayatta olan tanınmış bilim adamı hocalığımızı yaptı. Hasan Koni, İlber Ortaylı, Mümtaz Soysal, Bülent Daver hocamızdı. Özel üniversitelerin artması nedeni ile hocalar özel üniversitelere kaydı. MY- Orda okurken Maliyeci, hariciyeci başka bir meslekte de olabilirdiniz. Kaymakam olmak hayaliniz mi idi? Türkiye de şu meslekten olacağım deyipte, onun ile ilgili okula girebilen kişi sayısı çok azdır. Siyasala girişim tesadüf idi. Ben hep uluslar arası bölümünü yazmıştım. Ben buraya girerken, dışişlerinde elçi olarak çalışmak cazip geliyordu. Dışişlerinde kask sistemi vardı. Dış işlerinde çalışanların çocukları, yabancı dillerinin iyi olması nedeni ile Dışişleri Bakanlığına girmesi daha kolay oluyordu. Bende okula gelince, taşralı birisinin dışişlerine gelmesinin zor olduğunu anladım. Okulu bitirince birçok sınava girdim. Ben hayatımda tevekkül sahibi birisi oldum. Şuraya gireceğim diye hedefim olmadı. Şu noktadan sonrada, vali olacağım diye bir hedefim olmadı. Gittiğim yerlerde hizmet etmeye çalıştım. Burada Akşemsettin hazretlerinin konusunu ele aldık. Bir şeyler yapmak gayreti ile çalışıyoruz. MY -Kaymakamlık imtihanını kazanıp atanmayı beklerken, kaymakamlık konusunda nasıl bir hayal kurdunuz. Neler yapmayı hayal ediyordunuz? Ben o ara birçok sınava girmiş, vergi denet menliğini kazanmıştım. Hayatımda en sevmediğim ve yapmadığımda torpil işidir. Kaymakam olmak için bir arayışa girmedim. Her şeyi oluruna bıraktım. Bu arada da kaymakamlık yazılısını kazandım. Mülakat için ümidim yoktu. Rahatlıkla imtihana girdim. Mülakat imtihanına girdiğimde üç soru sordular. Soruların ikisini cevapladım, Üçüncü soruyu da bilmediğimi söyledim. İmtihanı kazanacağımı tahmin etmiyordum. İmtihandan sonra Ödemişe geldim. Babamlar ile birlikte otururken, arkadaşlarım gece 12 de telefon edip, kaymakamlık imtihanını kazandığımı bildirdiler. Bende heyecan oluşmadı. Açıkçası şunları bunları yapacağım diye vizyonla, proje ile çıkmadım. Kaymakam imtihanını kazanınca, üç yıl kaymakam adaylığı görev süresi oluyor. İdarecilik okulu olmayan, padişah mesleğidir. Osmanlıda şehzadeler devleti tanımak için Amasya, Trabzon, Manisa gibi belli illere şehzade vali olarak gönderilirdi. Kaymakamlık insanı çalışırken yetiştiriyor. Her gün bir şey öğreniyorsunuz. Devletin bütün kurumlarını tanıyorsunuz. Adliyenin işleyişini biliyorsun, onunla diyalogu, emniyet asayiş sağlık konularında, kişilerin ailevi sorunlarında bile, kanunda yazmayan birçok konuda mülki idareye görev geliyor. İdarecinin mevzuatla sınırlı bir görev tanımı yok. Toplumun bütün iş ve işlemleri ile ilgileniyorsunuz. Toplumun mülki idarecilerden görev beklentisi çok oluyor. MY- Siz idareciliği tanıtırken kontrol edici idarecilik değil, üretici idareciliği tarif etmiştiniz. Bunu açıklarmısınız? Anadolu da Osmanlı döneminden beri iz bırakmış Mithat paşa, Mehmet Varinli, Recep Yazıcıoğlu gibi valiler, klasik tarzı aşarak bulundukları yerin derdini, ekonomisini sosyal yaşantısı ile bütün sorunlarını paylaşarak, toplumun yaşam seviyesini yukarı kaldırmışlar. İnsanların yaşam kalitesini artırmışlar. Bizdeki anlayış makamında oturup, dosyaları tetkik edip, gelen evrakların imzalanması, birkaç köy ziyareti, ziyaretler yapar, akşamda evine gidersin. Buda görevini yapmış olur. Buna da kimse bir şey demez. Yapılan işlerin, isimleri öne çıkararak yayınlanması beni rahatsız ediyor. Bir işin yazılması, medyada yer alması gerekiyorsa bunu, kaymakam bunu yaptırdı diye değil de-” şu kadar para geldi, şu işler yapıldı” diye yazılıp yayınlanmasını istiyorum. Milletimiz akıllı, iş yapanla yapmayanı biliyor. Ekstra işler yapmak, proje üretmek idarecinin görevi olmalıdır. İyi idareci iyi adam kullanandır. İdareci her şeyi kendi yapmaya kalkarsa, yanlış yapar. Çünkü idarecinin altında; Tarımından, sağlığına, emniyetten, özel idaresine kadar birçok kurum vardır. İdareci her şeyi kendi yapmaya kalkarsa bir şey yapamaz. Fakat vatandaşın ihtiyacı varsa, kaymakamla görüşmelidir. Her yardım isteyen kaymakama gelmemelidir. Çözülemeyen iş için kaymakama ulaşılabilir. Sosyal yardımlaşmada, fakire fukaraya yardım ulaşmıyorsa bu konuyu çözmek için kaymakam devreye girmelidir. Kaymakamın kapısını açık olması iyidir ama, ihtiyaç varsa bu görüşme yapılmalıdır. Vatandaşlar kaymakamın kapısı önünde sıraya dizilirse yanlış olur. Sen kendini çok çalışıyor zannedersin ama, kendini yorarsın. Kaymakamla görüşürsen 100 lira 200 lira alıyorsun derler. Aslında bu görev sosyal yardımlaşma vakfı tarafından yapılmalıdır. İyi idarecinin kapısına çok vatandaş gelmemelidir. İyi İdareci iyi adam kullanabilen, memurlarını motive eden idarecidir. Mesaide 8- 17 Saatleri arası imza atan, ziyaret yapan, makamında oturan idareci değildir. İskilip e gelmeden önce İskilip’i tanıyor muydunuz? İskilipli Atıf Hocayı duymuştum. İskilip dolması meşhurdur, halk eğitimi başarılıdır dediler. Bilgilerim bunlarla sınırlıydı. Buraya geldikten sonra buranın ne kadar çok potansiyeli olduğunu anladım. Sonrada bu potansiyeli en iyi kullanabilmeyi amaçladım. İskilip’e geldiğimde; İSKİLİP İN TARİHİ DOKUSU BENİ ÇOK ETKİLEDİ. Üç sene önce, İskilip nasıl bu tarihi dokuyu koruyabilir diye, içimde ateş yanmıştı. Orhan beyin Çoruma başkan adayı olması, bizim yeni seçim sonucunu beklememizi gerektirdi. Ondan sonra Numan Bey başkanlığa seçildi. Konuları onunla paylaştım. Daha sonra İskilip’teki evlerden üç konağı Belediye olarak satın aldık. Vali Mustafa Toprak bu konuyu yakından takip etti. Çok sık soruyordu. Bize özel idarenin imkanları ile destek oldu. Halk eğitim bu evlerin restorasyonu gerçekleştirdi. Üç konak, 56 dükkânı restore ettirdik. Eski evlerimiz güzel, arastalarımız güzel ama yaşayan arasta için bir şey yapılmamış. Şimdi şunu gördük ki; bir şey yapıldığında kaynak bulunabiliyor. Artık İskilip’te bu işin geri dönüşü olacağını zannetmiyorum. Hedefim inşallah; Temenna mahallesi, kale, ayakkabıcılar arastası ve kaya mezarları ile diğer konuları önümüzdeki yıllarda halledebilmektir. Temenna mahallesi dâhil arastaları ele alacağız. İskilip’e 23 Nisan da, 5 Mayısta tur gelecek. İskilip’e firmalar tur düzenliyor. İskilip’in sosyal tesis ihtiyacı vardı. Seyir tepeyi ele alarak yaptık. Dediler ki burası işlemez. Hafta sonları 100 kişiyi aşkın kişi Seyir tepe ye dolma yemek için geliyorlar. Burası güzel oldu. Acil olarak Otel ve pansiyon ihtiyacı var. Bir madenci arkadaşın otel projesi var. Temenna mahallesindeki Yazmalı konak dediğimiz ev 6 odalık, 12 kişilik pansiyon vari özel misafirlerimiz için hazırlanmış yer olacak. Pansiyonda lazım. MY- İskilip in bizim küçüklüğümüzdeki kültürel yapısı ile şimdiki halinde kültürel olarak geri gidiş var. Yozlaşma meydana gelmiş. Yerli İskilipliler % 17 oranına düşmüş. Bu konuda ne yapabiliriz. Maalesef kültürel kimliği olan her yer, İstanbul dâhil bu duruma düşmüş. Eski İstanbul beyefendisi kalmadı. İskilip 1876 yılında belediye olan, Osmanlı zamanında bölgedeki 18 kütüphanenin 6 tanesi burada bulunan kazası imiş. Önemli bilim adamlarının Ali Kuşçunun kızının burada olması, Şeyhyavsunun, Akşemsettinin buraya yerleşmiş olması, Sunullah efendinin burada olması, buraları kültür merkezi haline getirmiş. Çağın getirdiği medya faaliyetleri, dünyanın küçük köy olması, küreselleşme yüzünden bu dejenerasyonu maalesef yaşıyoruz. İnsanlarda tek bir kültür, tek insan olma yönündeki gelişme ve küreselleşme yüzünden, büyük bir etkileşme oldu. Bu sebeble, kültürel yozlaşma her yerde var. Çocuklar metalika müzikte dinliyorlar. Bundan kaçınmak mümkün değil. Biz kültür sanat festivali düzenledik. Geleneklerin yaşatılması, devam ettirilmesine çalışıyoruz.İskilip’teki ramazan kültürü, düğünlerde dolma yapılması önemli adetlerdir. Devam ettirilemeyecek adetler var ama devam ettirebilecekleri devam ettirmeye çalışıyoruz. Sanat evinde bir takım gelenek görenekleri devam ettirmeye çalışıyoruz. Eyüpoğlu ailesinin kendilerine özel çorap ve yazma koleksiyonunu sergiliyoruz. İskilip te İskiliplilerin de bilmediği potansiyel var. Kız meslekte yazma atölyesi açıldı. Bir takım gelenek görenekleri, devam ettirmek istiyoruz. Ebru kursu açıldı. Ahşap oymacılık sedef işi devam ediyor. İskilipli ahşap ustalarına, tatlı kireç ustalarına restorasyon yaptırmaya çalışıyoruz. Belediye bünyesinde resterosyon kısmı oluşturuldu. Kültür alanında etkileşim var. Ama İskilip diğer yerlere göre daha iyi. Adetlerini devam ettiriyor. Geçen hafta bir toplantı yaptık. İskilip’in giriş, çıkış noktalarına 13- 15 ayrı yere sarı turistik levhalar taktıracağız. Bu levhaları görenler, burada gezilecek çok yer olduğuna inanacak. İskilip’in imajı Çorumda da çok iyi. Tanıtımı çok iyi yaparak, İskilip’i Sadece Atıf Hocası ile değil Ebusuutu ile Akşemsettini, Obruk barajı, lalesi, turşusu ve birçok potansiyeli ele alacağız. MY- Mehmet Bey, sizin İskiliplilerden beklentiniz nedir? İskiliplilere iletmek istediğiniz mesajınız varmı? Ben İskilip’i İskiliplileri seviyorum. İskilip e şiir yazdım. Her şehre şiir yazılmaz. İskilip kimlikli bir şehir. Ruhu var. İskiliplilerin ümitsizliğe düşmesini istemiyorum. Bu işin olacağına inanmamız gerekiyor. İskilip’te yaşayanlara bunları anlattığımızda “Ol mahiler, deryanın kıymetini bilmezler.” Deyiminde olduğu gibi İskilip in potansiyelinin farkında değiller. Her gün görüp yaşadıkları için; değerlerin farkında değiller. Şimdiye kadar bunların yapılmayışı, kolay olduğundan değil; zor olduğundan yapılmadı. İskiliplilerin yaşlıları bile bu değerlerin farkında değiller. İskilip’e kimi getirdiysek çok etkileniyorlar. Kanada dan gelenler, biz dünyada böyle yer görmedik dediler. İskilip’in potansiyeli çok yerde yok. Buna inanacağız. Ben buna inandım, İskiliplilerinde buna inanmasını bekliyorum. Betonlaşma arttı diyorlar. Tüm İskilip’i koruma altına almak gibi bir durum yok. İskilip şimdikinden daha iyi bir duruma gelecektir. Projeler üreterek, vatandaşlar yapılanları gördükçe hoşlarına gidiyor. İnsanları inandırmak zor. İnsanları inandırmak için çağdaş metotlarla, bilimsel metotlarla yapılanları duyuracağız. İskiliplilerin buna inanmalarını istiyoruz. İskilip’in potansiyelini tanıtmamız gerekiyor. İskilip betonlaşmış diyorlar ama, tarihi şehir denilen Amasya’nın bir tarafının dışında, her tarafı betonlaşmış durumda. Ama İskilip’in potansiyeli çok fazla. Bu kadar zengin Anadolu kenti yok. Halkımız ümitsizliğe düşmesin. İnanmasalar bu iş olmaz. Bu kadar potansiyel olan Anadolu kenti nadiren bulunur. Yapılan işlerle ilgili, gerekli parayı almaya başladık. İşleri bizim daha ucuza yaptığımızı görüyorlar. Vatandaşlarda yapılan işleri gördükçe, onlarında hoşuna gidiyor. Telefonla fotoğrafını çekiyorlar. MY- Şu anda İskiliplilerin % 80İskilip’ten ayrılmışlar. İskilip dışındaki İskiliplilerin yararlanacağı, devre mülk organizasyonu olabilirmi? İskilip’te otel, pansiyon, devre mülk ihtiyacı var. Açıkçası bu konular, Kaymakamlığımızın çözeceği bir konu değil. Seyir tepede, bingala tipi evleri yapmayı planlıyoruz. İskilip’in adı sık sık anılır oldu. NTV, Kanal 7, Samanyolu,TGRT gibi birçok televizyon, burada program yaptı. İskilip e fotoğrafçı turları geliyor, fotoğraf çekiyorlar. Pansiyonla ilgili uygun bir yer bulunduğunda, belediye ile ortaklaşa bunu yapabiliriz. Barınma, kalma sorunu önemli. Şu anda İskilip’e gelenler günü birlik kalıp gidiyorlar. Otel pansiyon gibi kalma yeri temin edebilirsek, gelenler bir süre burada kalırlar. Bir kısım gelenleri, evlerde ağırlamak imkânı oluyor. Evlerde ağırlamak konusunda talebimiz olduğunda, arkadaşlarımız severek yardımcı oluyorlar. Böylece turlar da gelen çocuklar, Anadolu evlerini tanıyorlar. Belediyenin bütçesi el verirse, onlarda otel pansiyon yapma işine girebilirler. İmkân dâhilin de gelenleri, öğretmen evinde ağırlıyoruz. Öğretmen evi de daha modern hale getirildi. Otel, apart otel, pansiyon işini yapıyım diyen kişiler çıkmaya başladı. Biz kendimizde yapalım diyoruz ama bütçemiz sınırlı. MY- Mehmet Bey İskilip şiirinizi okurmusunuz? İSKİLİP TE HER GÜN İskilip'te hergün Şehirler kurulur şehirler kalkar, Arnavut kaldırmı sokaklar Kaya mezarlarında krallar Ortaçağdan konaklar Akşemseddinler, Ebusuudlar Geçenleri selamlar İskilip'te hergün Sofralar iner sofralar kalkar Bilinmedik yüzyıllar Kazanlar boşalır gönüller dolar Doymadan çocuklar Göğe yükselmez dualar İskilip'te hergün Pazarlar kurulur pazarlar kalkar Demirciler, mutaflar Semerciler saraçlar Her arastada bugün Ustasız çıraklar Ahi Evran'ını arar İskilip'te hergün Tepeler iner tepeler kalkar Her sokakta bugün Gölgeler uçar Gölgeler konar Elinde kâğıtlar, boyalar Karadutlar, Çatalkaralar Bedriler, Rahmiler Resimler yakalar, resimler toplar İskilip'te hergün Fetihler dalgalanır Fatihlar doğar, Üçler, yediler, kırklar Bilinmez karışanlar Okunurken ezanlar Peşinden davullar İstanbul yolunda Fatihler, kumandanlar Akşemseddini sorar. Mehmet Yılmaz Mehmet Bey bana vakit ayırdığınız için teşekkür ederim. 11.04.2012