VALİNİN HATIRALARI
Valiliğin, Kaymakamlığın
toplumumuz’ da ayrı bir yeri olduğuna inanıyorum. Bu sebeple, Siyasal Bilgiler
fakültesini bitirip, kaymakam olamamak içimde bir uhdedir.
Talebelik yıllarımda,
Ankara- Cebecide Siyasal Bilgiler fakültesi öğrencilerinin çoğunlukta olduğu,
Cumhuriyet yurdunda 1,5 yıl kalmıştım.
Siyasal Bilgiler Fakültesin’
den birçok arkadaşım oldu. Bunlardan kaymakam, vali, müsteşar, milletvekili
olanlar oldu. Halkla iç içe olmak, onların sorunları ile uğraşmak apayrı bir
duygudur. Vatandaşın sorununu çözdüğünüzde, onlarla mutlu olursunuz. Soruna
müspet bir çözüm bulamadığınızda, vatandaşla birlikte üzülürsünüz.
Herkes evinde istirahatte
iken, mülki idarecilerin uyumadığı, görevinin başında olduğu zamanlar olur. Görevli bulundukları yerin, her şeyinden
sorumlulukları vardır. Bayrama memleketlerine gidemezler, istedikleri zaman
tatile çıkamazlar. Görevleri günlük sekiz saat değil, 24 saattir. Bütün bu
saydıklarım duyarlı bir yönetici içindir. Aksi durumda, kendileri protokol
temsilcisi olurlar, görevi yardımcıları yürütür.
Bir vali şunları anlatmıştı:
Bir gün makama, ilimizde 15
yıldır görev yapan bir öğretmen geldi. Kendisine çay ikram ettim. İsteğin var
mı diye sorduğumda- “Valim size iki ayrı bakanın selamını getirdim.
Milletvekilimizden de selam getirecektim, meşgulmüş görüşemedim.” Dedikten
sonra; “Vali Bey, beni ilimize milli eğitim müdürü olarak görevlendirirseniz
memnun olurum.” Diye konuşmasını bitirdi.
Kendisine sordum: Sen kaç
yıllık öğretmensin?
- “15 Yıllık öğretmenim.”
Dedi. Bende kendisine, yazık senin okuttuğun öğrencilere, görev istenmez
verilir. Hak etseydin, seni görev yaptığın okulda müdür yaparlardı. Sen
okulunda müdür bile olamadan, Milli Eğitim Müdürü olmak istiyorsun.” dedim.
Makamdan kendisini gönderdim.
Yine bir vali bey şunları
anlattı:
Görev yaptığım şehirde
yumurta hırsızlığı olmuş, 13- 14 yazlarında olan hırsız yakalanmıştı. Bu olayın
üzerinden yıllar geçmiş, unutulmuştu.
Bir akşam eve gittiğimde
hanım- “Gönderdiğin yumurtayı getirdiler.” Dedi. Şaşırdım- “Ne yumurtası hanım,
ben yumurta göndermedim.” Dedim. Benim çarşıdan bir şey alıp eve göndermek, iş
yoğunluğum sebebi ile mümkün değildi. Kim getirdi diye sorduğumda, bir
delikanlının getirdiğini söylediler.
Ertesi günü Valilik
Konağının kapısında görevli memura, eve yumurta getiren kişiyi bulmalarını,
valiliğe getirmelerini söyledim. Yumurta getiren delikanlıyı bulup makama
getirdiler. Kendisine:
“Evladım bu yumurta neyin
nesi, bizim eve niye yumurta getirdin?” Dedim.
“Sayın valim, birkaç yıl
önce ben yumurta çalıp yakalanmıştım. Emniyette
sizinle karşılaştık. Bana “evladım
niye hırsızlık yaptın “diye sorarak, bana bir daha hırsızlık yapma diye nasihat
vermiştiniz. Ben o gün çok utanmış, hapishanede yatarken de yaptığım
hırsızlığın pişmanlığını yaşamıştım. Hapishaneden çıktığımda, valime bir koli
yumurta götüreceğim diye kendi kendime söz verdim. Yumurtayı direk size
getirseydim, kabul etmezdiniz. Bende siz gönderdiniz diye yumurtayı, eve
götürüp teslim ettim.” Dedi.
Ne diyeceğimi şaşırmıştım
ama, delikanlının duyguları çok hoşuma gitti. Çay ısmarladım, birlikte çay içtik.
Bende, yumurta için teşekkür ederek, zorla parasını kendisine verdim. Bu olayı
unutamıyorum.
Başka bir Valide
hatırasında; Urfa’da Vali idim. Odamın penceresinden dışarı bakınca, Valiliğin
bahçesinde baba ile kızının tartıştığını gördüm. Babası durmadan sigara içiyor,
oturup kalkıyor, kızına bir şeyler söyleyip ikna etmeye çalışıyordu.
Tartışmalarını merak ettim.
Görevlileri çağırarak, baba kızı odama getirmelerini söyledim. Gidip
getirdiler.
Babasını odama alarak, kızı
ile tartışmalarının nedenini sordum.
Baba önce tartışmadıklarını söyledi. Sonra konuyu anlatarak “Kızımı
berdel verip, evlendirmek istedim. Ama
kızım bu evliliği kabul etmiyor. Onu iknaa etmeye çalışsam da iknaa olmuyor.”
Dedi.
Bu sefer kızını çağırarak,
aynı soruyu sordum. Kızı’ da aynı şeyleri söyledi. Babasına zorla evlendirmek
olmayacağını, oğluna kızını alacakları aileyi çağırtıp, bu evliliğe berdel
olmadan razı etmeye çalışacağımı söyledim.
Görevliler, karşı tarafta
bulunan kızın babasını alıp valiliğe getirdiler. Kızın babasına, berdel olmadan
bu evliliği sağlamalarını söyledim. Kızın babası da razı oldu. Evliliği kabul etti.
Böylece zorla yaptırılmak istenen evliliğin önüne geçmiş oldum.
Bu hatıralara, başka yazı
ile devam edeceğim.
Mustafa Yolcu- 8.1.2020