21 Temmuz 2016 Perşembe

15 TEMMUZ DARBE TEŞEBBÜSÜ

15 TEMMUZ DARBE TEŞEBBÜSÜ

15 Temmuz Cuma günü akşamı, facebook’tan gelen mesajlardan darbe oluyor haberini aldım. Televizyonu açtığım ’da, Tayyip bey cep telefonu ile konuşma yapıyordu.

Televizyonların ekseriyeti, darbe teşebbüsünün karşısında yayın yapıyorlardı. Bazı televizyonlar yayınlarını değiştirmemiş,  eğlence yayınlarına devam ediyordu.

Ben Ankara’da İncek ’de oturduğumdan, Ankara’ya biraz uzakta idim. Yenimahalle’ de MİT yerleşkesinin yakınında oturan yakınlarım, MİT in bombalanması nedeni ile apartmanlarının sığınağına indiklerini bildirdiler.
Diğer bir yakınım Oran’da TRT de meydana gelen çatışma yüzünden huzursuz olduklarını, evlerinin olduğu yerden ayrılmayı düşündüklerini söylediler.
İncek Ankara’ya gelen uçakların üzerinden geçtikleri düğüm noktası gibi. Ama bu gece farklılık vardı. Yolcu uçaklarının dışında, savaş uçakları da gidip geliyorlardı.

En son üzerimizden uçan jet, öyle bir gürültü çıkardı ki, evimizin açık kapıları pencereleri olduğu yerde çarparak açılıp kapandı. Millet akaryakıt istasyonlarında kuyruk olmuşlar, akaryakıt ile birlikte istasyonda ne varsa onu alıyorlardı. Akılları sıra evlerinden çıkıp, Ankara’yı terk edeceklerdi.

Cep telefonuma” Kızılay’ da toplanalım. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde toplanalım. Araçlarımızla yola çıkıp tanklara engel olmaya çalışalım.”  Nev’inden mesaj geliyordu.

Daha önce ’de darbeleri yaşadığımdan, bu olaylar karşısında hiç telaşlanmadım. Allah’ım hakkımız ’da hayırlısı ne ise, onu nasip et diye dua ettim.

Cumhurbaşkanı’mız Marmaris’te, Başbakanımız İstanbul’da, Kuvvet komutanımız, Özel harekât komutanımız, olanlardan habersiz düğünde baloda.

MİT Müsteşarı saat 16.00 darbe duyumlarını Genel Kurmay Başkanı’na iletiyor. Başbakan’ın Bakanların darbeden haberi yok. Başbakan yardımcısı tiyatroya gitmiş, olanlardan haberi yok.

Cumhurbaşkanı’nın Başyaveri, Genel Kurmay Başkanının yaveri, özel kalem müdürü, Kuvvet komutanlarının yaverlerinin bir kısmı darbeciler ile birlikte harekât etmişler.

Mahir Kaynak diyordu ki “ Devletin; evinizin önündeki ağacın sallanan dalından haberi olur. “ Demek ki devir değişmiş. Mahir Kaynaklar kalmamış artık. Veya varda, haber vermemişler.

Peki, yurdumuza dışardan saldırı olsaydı,   Yurdumuzu işgale kalkışsalardı yine haberimiz olmaz mıydı? Böyle düğünde tatilde mi? Olurduk.

Bu milletin dualı ağızları var ki, o dualar sayesinde ucuz atlattık. Darbede başarılı olsalardı, olacakları aklıma bile getirmek istemiyorum. Ülke en az 50 yıl geriye giderdi. Bankalar soyulur, ekonomi sıfırlanır, bu darbeyi yaptıran dış güçlerin  kulu kölesi olunurdu. PKK ve Ermeni çetelerinin istedikleri olur, ülkemiz bölünme noktasına gelirdi. Orta doğuda anlaşmalardan elimizde bulunan haklardan vazgeçme durumuna gelirdik.
Amerika, İngiltere, Almanya ülkemizdeki darbe harekâtının başını çeken ülkeler. Ülkemizden istediklerini alamadıklarından, bu yola tevessül ettikleri ortada.

Amerika mahreçli strateji kurumları aylar öncesinden, darbenin alt yapısını oluşturmaya, yapılacakları belirlemeye başlamışlar bile. Bunu internette yayınlamışlar.

Vali arkadaşım demişti ki “ Her gün sabah Valilikte ilk işimiz, güvenlik toplantısı yapmak olur.” Demek ki devlet erki, bu konuyu göz ardı edip aksatmış. İlk iş olarak bu konuyu sorgulamakta yarar var. Ak tütün Karakolu kaçıncı kez baskın yiyor. Baskın yapılmadan haber alınıp, karşılık verilmiyor. Doğu ve güney doğuda bu konularda anlatılan o kadar çok olay var ki. Bunun adına ihmal mi denilir, hainlik mi? Gün geçmiyor ki şehit vermeyelim.
Bir yerde yanlış yapıyoruz. Gelin bu yanlışı bulup ortadan kaldıralım.

Sayın Cumhurbaşkanım. Olanlardan, eksiğimizden fazlamızdan ders çıkaralım. İnsanımızın tamamını ötekileştirmeden, kazanmaya çalışalım. Elimizdeki baltayı kendi ayağımıza değil, vurulması gereken başlara vuralım. Bizim bize ihtiyacımız var. Yabancıların tuzu kuru. Onlar şimdi el ovuşturup, tavşana kaç tazıya tut oyunu oynuyorlar.

Elimize geçen bu fırsatı iyi değerlendirip, her konuda öz eleştiri yapalım. Devlete sahip çıkanı kucaklayıp, soyanı yıkanı kanun çerçevesinde etkisiz hale getirelim. İşimiz çok, yola devam ama hiçbir zaman hakkı hukuku göz ardı etmeyelim.

Mustafa Yolcu