TEK
BAŞINA İKTİDAR OLMAK
Siyasi
partilerin tamamı, tek başına iktidar düşleri
görerek, seçimlere “Tek başına iktidar olmak” hedefi ile girerler.
Tek
başına iktidar, başlangıçta çok güzel bir olaydır. Daha sonraki dönemlerde tek başına iktidar olan kendini “Kral ” olarak görüyor,
dediği dedik çaldığı düdük. oluyor.
İnsanoğlu
nefis ile yaratılmış. Çevrede kötülükler kol geziyor. İyiler az, kötüler çok.
Toplumdaki ve dış mihraklardaki kötü düşüncelere takılmadan iktidarı götürmek,
bu etkilerin tesirinde kalmamak mümkün olmuyor.
İnsanı
insana kul köle eden, makam ve şöhret hastalığı ise her şeyi bitiriyor.
Yaşadığımız
hayat göstermiştir ki, günümüz insanlarını iki devreden başka parti, dernek,
kooperatif başkanlığında tutmak doğru değil. İki dönemden sonrası krallığa
dönüşmektedir. İnsanlar ilk başkanlığa bileğinin hakkı ile gelseler bile,
sonrasında bulunduğu yeri koruyabilmek için tavizler vermekte, kurumlar şaibe
altında kalmaktadır.
Tek başına iktidar dönemlerinde büyüme hızının arttığı, ülkenin
ekonomik olarak sıçrama yaptığı inkâr edilemez bir gerçektir. Ancak tek başına
iktidarların ülkeye getirdikleri kadar, ülkeden götürdüklerinin de olduğunu
artık herkesçe malumdur.
Tek başına iktidar dönemlerinin bir takım çıkar guruplarını ürettiği,
güçlendirdiği ve bu olumsuzlukların kronik kale gelerek, kalıcı hale gelmesine
neden olmaktadır.
Papatyalar, yeni müteahhitler, yeni zenginler yaratılması,
iktidara yakın olanların köşe dönmesi, çoğunlukla tek başına iktidar
dönemlerinde görülmekte, bu dönemlerdeki iktidar gücü halka yol, köprü baraj
olarak geri dönse de, bu inşaatları yapan “yakın” müteahhitlerin kasalarına ne
şekilde döndüğü ise kamuoyunda tartışma konusu olmuştur.
Kamuoyunun düşüncelerine değer vererek, karşınızdaki düşünceyi
dinlediğinizde “ Tek başına iktidar olmak” bir anlam kazanır. Bu durum ülkenin
de, insanlarında yaşam kalitelerinin artırılmasına, sorunların çözülmesine
direk olarak etki eder.
Şayet karşı fikirler sizi zerrece ilgilendirmiyorsa, yapıcı
tenkitlerden ders çıkarılmıyorsa, tek başına iktidar olmak hegemonyayı,
diktatörlüğü getirir ve demokratik sistemlerin en sakıncalı tarafıyla karşı
karşıya gelmiş oluruz.
Mevcut hükümetin komşularla sıfır sorun politikalarını sağduyu
sahibi her kez takdir ediyor, İran’ı bile kazanabilme gayretlerini olumlu
karşılıyorduk.
İki senede “komşularla sıfır sorun politikalarımız” çoğu komşularla soruna dönüşmüşse, uygulanan
dış politikada bir yanlışlık var demektir.
Bu durumu şapkamızı önümüze koyup yeniden düşünmeliyiz.
Koalisyon hükümetlerinin hep olumsuz yanları konuşulur. Oysa
olumlu yönleri daha çoktur. Koalisyonları
“öcü” olarak gösterenler, koalisyonun olumlu yönlerini dikkate
alsalardı koalisyonlar bu ülkede demokrasi kültürüne katkıda bulunur, bundan
ülkemiz kazançlı çıkardı. Büyük sermaye ise, koalisyon kültürüne katkıda
bulunsaydık da ülkemizdeki bu olaylar yaşanmasaydı diyordur belki de.
Ülkemiz ve insanları, yaşadığımız son olayları hak etmedi. Bu
olaylar keşke yaşanmasaydı. Toplum bu gerilime girmeseydi. İnşallah şer olarak
görülenler hayra dönüşür. İnsanımızda hak ettiği huzur ve saadete kavuşur.
Nuh Aleyhisselam bir taş üzerinde otururken Cenabı Allaha nida
ederek-” Yarabbi toplumdaki bir kısım günahkârlar yüzünden, niye hepsini
cezalandırıyorsun?” demiş. Biraz sonra ayağından bacaklarına doğru çıkan
karıncalardan birisi bacağını ısırmış. Canı yanan Hazreti Nuh elini bacağına
vurmuş. O anda birçok karınca vurduğu yerde ölmüş. Bunun üzerine Allahtan Hz.
Nuh’a melekleri ile haber gelmiş. “ Ey Nuh, ayağını bir karınca ısırmıştı. Sen
ise birçok karıncayı öldürdün. Bunun sebebi nedir?” O anda yaptığı hatayı
anlayan Hz. Nuh- “ Yarabbi senin emrine sual olunmaz. Benim günahımı affeyle.”
Demiş.
Bir takım yanlışlıklar oluyor, bunun sonucunda bütün ülke
sıkıntılı hale gelip, devlet düzeni alt üst oluyor. Bu olaylardan medet
umanların ekmeğine yağ sürülüyor.
Vatandaşın –“ Tek başına iktidar olmak veya koalisyon
hükümetleri kurulması.” şeklinde bir problemi yoktur. Onun derdi evine ekmek
götürebilmek. Borcunu, taksitini ödemek,
namerde muhtaç olmamaktır.
Sorumluluk
duyabilecek erk sahiplerinin de bunun farkına vararak, ülkeyi gerilimden
kurtarmalarını bekliyoruz.
Mustafa
Yolcu
myolcu@ttmail.com