24 Mayıs 2011 Salı

HACI FAİK EFENDİ



HACI FAİK EFENDİ

Şiranlı Mustafa Efendi; İskilip’in sesi internet sitesinde, hayatı Hamdi Ertekin hocamızca kaleme alınan, İskilipli büyük âlimlerden dir. Yurt çapında kendisine bağlı tarikat ehli insanlar bulunmaktadır.

Hacı Faik Efendi, Şiranlı Mustafa Efendinin oğlu, Abidin Şiranlının babasıdır. Evleri Hanönü camisinin yanında, Bizim evin bitişiğinde idi.

Hacı Faik Efendi, gayet mütevazı bir hayatı olan, sorulana cevap veren, İskilip ve Çorumda evi bulunan büyüğümüzdür. Evine gelen misafirleri ile sohbet eder, nasihat ta bulunurmuş. Evine gelen hanımlar da bulunduğu odanın yanındaki odada oturur, sohbeti dinlerlermiş. Evlerinde semaver takımı vardı. Gelen misafir sayısına göre büyüklükteki semaverle çay yapılır, misafirlere ikram edilirmiş.

Mahallemizde bulunan Süleyman emmi, oğlunu küçükken hafızlığa göndererek, hafız olarak yetiştirmiş. Gün gelmiş, Süleyman emminin oğlu saçlarını uzatıp, namazını kılmaz, kuran okumaz biri olmuş.

Süleyman emmi bu duruma çok üzülüyormuş. Hacı Faik Efendiye giderek- “ Faik Efendi, bizim bu çocuğun hali ne olacak.” Demiş. Faik Efendide “ Süleyman efendi su mecrasına akar. Sabredin, o kendi yerini bulacaktır.” Demiş.



Bunun üzerine Süleyman emmi oğlunun, normal bir yaşantı içine girmesini sabırsızlıkla beklemiş. Hacı Faik Efendi beş vakit namazını da Hanönü camiin de kılarmış. Süleyman emmi ikindi namazını kılıp camiden çıkarken, Faik Efendiyi görünce içinden “ Faik efendi de bizim oğlanın durumunu bilemedi. “ diye geçirmiş.

Camiden çıkıp köprüye doğru yürürken; cami duvarındaki çeşmeden, oğluna benzeyen birinin abdest aldığını görmüş. Hem yürüyor, hem de ona bakıyormuş. Başı ile takip etme mesafesi bitince, geri dönüp dikkatlice yine bakmış. Abdest alan oğlu Ömer Hafız’mış.

Doğruca Hacı Faik Efendinin evine gitmiş. Bir taraftan da; Faik Efendi hakkında içinden geçirdiği düşünceden, mahcubiyet duyuyormuş. Faik efendiye; oğlunun abdest aldığını, saclarını kestirdiğini, namaza gitmeye hazırlık yaptığını söyleyecekmiş.

Eve gidince Faik Efendi, Süleyman emmiyi ayakta karşılamış. Daha o bir şey söylemeden “ Süleyman efendi önemli olan, suyun mecrasına akmasıydı. Gözün aydın olsun. Oğlun eski haline döndü.” Demiş.Karşıdaki âlim olunca, ona söze ne gerek var. Rabbim sevdiği kullarının kalbine, ilham veriyor.

Süleyman emmi; yetiştirdiği oğlunun güzel günlerini gördü. Oğlu müftü oldu. Müftülük yaptığı yerlerde, çok güzel hizmetler yaptı.

Bu hatırayı; yaşadığımız toplumda, çocukları hakkında endişe duyan insanlara anlatırım. Önemli olan çocuklarımızı, helal lokma ile büyütmemiz, onlara inancını, Allah ve Peygamber sevgisini verebilmemizdir. Sonra da söylediklerimizi kendimizin yaşamasıdır.

Bizim çocuklarımızda, anne babasının gösterdiği yolda yürüyecek, onların istediği gibi insan olacaktır.


“ TARLAYA NE EKERSEK, GÜZ GELİNCE ONU BİÇECEĞİMİZİ UNUTMAYALIM.”



Mustafa yolcu

KANAL İSTANBUL

KANAL İSTANBUL

Her yanı tarih kokan,
Altında medeniyet yatan,
Bize olmuş vatan,
Güzel şehir İstanbul.
Yurdumuzun incisi, gerdanlığı dünya şehri İstanbul.
13 milyon kişinin yaşadığı, çağı kapatıp, yeni bir çağın başlamasına neden olan İstanbul.
Kanal İstanbul gerçekleşir mi?
İstanbul’a ne kazandırır, ne kaybettirir?
Bunun için yapılacak yatırıma değer mi?
Kanal İstanbul konusu ortaya atıldıktan sonra, bu sorular sorulup, konuşulmaya başlandı.
Keban barajının yapıldığı yıllarda, ortaokul ikinci sınıfta idim. Coğrafya dersi hocamız derste Keban barajı konusunu açarak dedi ki:
- “ Çocuklar Keban barajına öyle bir para harcanıyor ki, bir liraları üst üste koyup, bir metre yüksekliğe getirseniz, Türkiye’nin etrafını 1,5 kere dönersiniz. Elektrik üreteceklermiş. Ürettikleri bu kadar elektriği ne yapacaklar. Toprağa mı verecekler !”
Daha sonra Keban’ın iki katı kapasitede Atatürk barajı yapıldı. Başka barajlar yapıldı. Mevcut elektrik ihtiyacımızın, hidroelektrik santrallerden ancak % 40 karşılayabilir durumdayız.
İlk boğaz köprüsü yapıldığında, entellerimiz köprüye karşı çıktı. Şimdi ise bu köprüleri kullanmakta beis görmüyorlar.
Süveyş kanalı yapıldığında da, buna karşı çıkanlar olmuştur. Panama kanalına da karşı çıkmışlardır. Şimdi ise bu kanallar, oraların olmazsa olmazı durumundadır.
Cenabı Allah İstanbul’a İstanbul boğazını bahşetmiş. Kıyılar boğaz akıntısına göre oluşmuş. Betonu yok, demiri yok ama yüz yıllardır; büyük aşınma göstermeden kıyılar kendisini korumuş.
Boğazın altından zehirli gaz çıkmamış. Karadeniz’den gelen akıntı, Marmara denizinin doğal dengesini bozmamış.
Ama artık bu boğaz 13 milyonluk İstanbul’u, günlük 350 gemi geçiş talebini karşılayamaz duruma gelmiştir. Boğaza gelen gemiler bir gün beklemeden sonra, ancak geçiş yapabiliyorlar.
Boğazdan geçen gemiler, İstanbul için büyük bir tehlike oluşturuyorlar. Kılavuz kaptan almadan geçerek, her yıl birçok kazalara neden oluyorlar. Bütan gaz yüklü bir gemi düşünün. Boğazdan geçişi sırasında, bünyesinde oluşan sızıntı ile gemi infilak ederse! İstanbul ne hale gelir? Atom bombası tesiri yaratır. İstanbul un yerinde yeller eser.
Bu sebeple; emniyetli gemi geçişinin sağlanabileceği, yeni kanal büyük ihtiyaç olmuştur. Tabi ki bu kanal düşüncesinin, iyi bir etüde, projeye ihtiyacı var. Bu konuda dağarcığında bilgisi olanlar, bildiklerini ortaya koyup, uyarı vazifelerini fikir üretme vazifelerini yerine getirmelidir.
Bir düşüncenin, birçok çözüm yolları ortaya çıkabilir. Bölgenin nüfus yoğunluğu en az tutularak, rekreasyon ağırlıklı planlama yapılmalıdır. Kanal İstanbul’un çevresi İstanbul’un Walt Disney’i Olabilir.
Kanalın iki yakasını birleştiren ulaşım yollarının, mevcut yolların dışında; ihtiyaç olacak talepleri nazara alarak planlanmalıdır.
Dünya şehri haline gelen İstanbul’un ihtiyaçları hızla artmaktadır. İstanbul boğazının altından tüp geçişler yapıldığı gibi, kanal İstanbul’un altından metro, tren yolu, içme suyu isale hatları, alt yapı galerisi inşa edilebilir. Bunların hesaplaması yapılırken 30 yıl sonraki nüfusa göre değil, 100 sene sonraki nüfusa göre hesaplama yapılmalıdır.
Kanal İstanbul konusunda düşünen beyinlerin düşünmesi, bildiği varsa ortaya koyması, gerekmektedir. Bu tarihi bir teşebbüstür. Geleceğin Süveyş kanalı, panama kanalıdır. Ev yapanla evlenene Allah yardım edermiş. Çağ kapatıp, yeniçağı açan şehirde, bu kanal “ Yeni bir çağın açılmasına neden olacaktır.”

Mustafa Yolcu