İSKİLİP ANILARI 6- EYÜP ERİŞ
İskilip Lisesi’nin ilk
müdürü Kemal Ceylan’dı. Coğrafya Öğretmeni Kemal bey, soyadı gibi uysal,
sevimli bir ceylandı, ağırbaşlı, nazik ve yalnız oluşu nedeniyle otoritesi
zayıftı.
Kemal bey orta boylu, kel
kafalı, mavi gözlü, sakin ve sıkıntısını gizleyen biriydi; elinde koca bir
anahtarlık şakır şıkır sallayarak iç dünyasını böyle dışa vururdu. Birkaç kez
dersimi izlemeye geldi, o anahtarları oturduğu sırada bırakıp gitmişti. Bilerek
mi yapıyordu bunu? Yoksa dalgınlığından mı
Bir öğretmen nasıl
öğrencilerine örnek olmak durumundaysa, bir müdür de hem öğretmenlere hem
öğrencilere misal olmalı değil mi? Hem kişiliği ile hem yaşantısıyla hem bilgi
ve tecrübesiyle saygı uyandırmalı. Eğer bu özellikleri yerine benim yanımdan
geçerken ceketinin önünü iliklemelisin derse yanlış yapar, saygı sipariş
edilmez kazanılır.
Neyse müdürümüz bir gün
derse girmiş, öğrencileri tahtaya kaldırıyor, bir öğrenci biraz meczup, soruyu
bilemeyince kırık not aldığını görüyor, not defterine eğilmiş halde olan
müdüre, parmağına taktığı şövalye yüzükle yumruk atıyor. Kemal beyin kaşı
patlıyor, kan revan içinde kapanıyor. O müdür öğrenciyi pişman etmiyor,
mahkemeye vermiyor ve affediyor. Saygı yerlerde...
Çok dindar görünen bir
öğretmen gelmişti, görünen diyorum kimse kimin imanı, inancını ölçemezsiniz,
onu Allah bilir. Hüseyin hoca hem çok sert, hem çok yumuşak. Yani öğrencilerin
bir kısmını etrafına toplamış, onlara yumuşak, öyle içli dışlı olmuş ki o
öğrenciler hocaya hükmetmeye başlamışlar, mesafe bitmiş, saygı iflas etmiş,
dersmiş notmuş işte öyle. Sonra ne oldu, o hocayı, lokalde tavla oynarken
silahla ateş edip yaraladılar.
Bu örnekleri anlatmasa
mıydım?
İskilip böyle bir yer mi?
Değil, elbette değil. Hatta bu anlattığım kötü anılar bırakan sözde öğrenci
Tosyalıymış, İskilip Tosyalının toslamasını tost etmiştir belki de. Belki de
ıslah olmuştur, ezikliğini yıkmak için kendini yargılamış, tövbekâr olmuştur.
Anlatmasa mıydım, yazmasa
mıydım?
Yaşanmış, geçmiş mi
deseydim?
Tarih, bizi, geçmişi
muhasebe etmeye götürüyor. Hak Teala da huzura çıkmadan arınmamızı buyurmuyor
mu, günahlarımızı bağışlama fırsatı vermiyor mu?
Elbette akıl
etmek, düşünmek,
zaman içinden olgunlaşıp çıkmak gerekir.
Bu örnekler sadece kişilerle
ilgili ve bu örnekler herkese örnek olsun diye yazıldı.
Kötü örnek sakın ha örnek
olmasın, iyilikte kalın, güzellik saçın, sevgide ve saygıda kusur etmeyin.
Öğretmenliğim yine ağır
bastı, sözüm sizden dışarı, gözüm hala sizden içeri.
Derleyen- Mustafa Yolcu