16 Ocak 2013 Çarşamba

PKK VE OSLO SÜRECİ


PKK VE OSLO SÜRECİ 

Ülkemiz yeni bir süreç yaşıyor. İmralı’da Abdullah Öcalan ile görüşmelerden sonra, deşifre olan Oslo süreci ile yeni bir süreç başlatılıyor. 

Görünen oki, MHP dışında mecliste bulunan partiler, bu sürece destek veriyorlar. MHP’nin ortaya koyduğu itirazlar doğru. İktidarın savunması kendine göre haklı. CHP bu süreçten nemalanmak peşinde.
Kamuoyunun bu konulara ilişkin, cevaplanmasını istediği sorular var. 

PKK’nın silah bırakıp, ülkeyi terk ettiğini varsayalım. İmralı’da bulun Apo’nun muhatap alınıp, BDP’nin nötralize olduğunu düşünelim. Oyun kurucuların düşündüğü manada, Kuzey Irak’ın Türkiye ye bağlandığını, Kürtlere bu bölgede otonomi verildiğini, Kerkük ve Musul’un da bu bölgede kaldığını varsayalım. Bu topraklar da sıkıntı bitecek mi? Talepler bitecek mi? Coğrafi talepler sona erecek mi?

İran, Suriye de bulunan Kürtlerin durumu ne olacak?

Bütün bu olaylar Amerikan ajandası neticesi meydana gelmektedir. Bizim devletimiz bu olaylar sonucu daha mı güçlü olacak? Daha mı sorunlu kalacak? 

Bir bölgeye otonomi verildiğini düşünelim, Ankara da, İstanbul da, diğer illerde bulunan Kürtlerin durumu ne olacak. Bu nüfus artış hızı ile bütün Türkiye’yi mi talep edecekler? 
Şimdiye kadar üretime katılmamış, devlete vergi vermemiş, elektrik su parası ödememiş bu insanlar, bu bölgeyi nasıl yönetecekler? Bunların eroin ve diğer kaçakçılıklarına yine göz yumulacak mı? Türkiye’nin her tarafından milletvekili çıkaracaklar mı? Devlet ihalelerinde aslan payı, yine bunların mı olacak? 

Anayasa da değişiklik yapılarak, bütün bu oluşumlara yeşil ışık yakılacak. Sonra da biz ülkemizde Türküm diyemeyeceğiz. Şimdi olduğu gibi biz Türküm dediğimizde bize faşist diyecekler, onlar Kürdüm dediklerinde kahraman olacaklar. 

Binlerce kişinin katili Apo serbest kalacak, belki de Kürt bölgesinin kahraman yöneticisi olacak. Bu şartları bu gün hazırlamakta olanlar, yarın bundan gurur mu duyacaklar, pişman mı olacaklar! Bunu tarih gösterecek. Bu günün tarihini yazanların çocukları, babaları ile küçülen zayıflayan Türkiye ile gurur duyacaklarını sanmıyorum. Bu gün başka ülkelerde okul açıp, Türkçe öğrettiklerini söyleyenler,” yarın bu topraklarda Kürtçe den başka eğitimi olmayan okullar açıldığında” bunun mantığını nasıl açıklayacaklar.

Bu bölünme burada bitmeyip, başka talepleri de peşinden getirecek. 

Yahudilerin Yüzyılların hayali olan, Nil den Fırat a kadar olan topraklar hayali, böylece gerçekleşmiş olacak. Bu necip millete kılıç çeken, ihanet eden kavimler hiçbir zaman rahat ve huzur yüzü görmeyecekler.  

Yöneticiler, baştakiler gelin bu hataya düşmeyelim. Kanla alınan bu topraklar, kanla verilir. Göz göre göre bu ülkeyi bölücülere teslim etmeyelim.Bu günün yarını da var. Yarın bu saydığımız yanlışların hesabını nasıl vereceğiz bunu iyi hesaplayalım.

Mustafa Yolcu