ORTAOKUL’DA TRAMPET ÇALMAK
Ortaokul ’da trampet
çalıyordum. Trampet takımında 6 adet ufak trampet, 4 tane ufak borazan, üç adet
çalpana, en önde de elinde salladığı sopasıyla takım başkanı Mehmet Öncü vardı.
Bildiğimiz üç ayrı trampet çalma
ritmi vardı. Bu ritimleri çalıp dururduk.
Bunlardan birisi
"ÇABALAMA KAPTAN, ÇABALAMA KAPTAN BEN GELEMİYORUM"- diğeri " BEŞ
PARA VER, BEŞ PARA VER. BEŞ PARA YOKSA ON PARA VER " ritmi idi. Tabi
trampet çalmanın, okulun önünde gitmenin ayrı bir havası vardı. Ben bu işe
ilkokulda, çalpana çalmaya başlayarak girmiştim. Trampete çubukla hızlı
vurduğunda, trampet patlardı. O zaman trampet çevrilir, öbür yüzü ile trampet
çalınırdı. Gurubu aksatmak, geri kalmak yok.
Tören bitince, patlayan
trampete deri alınır, yenisi ile değiştirilirdi. Mehmet Öncü, trampet çalma ritmleri hususunda çok maharetli olup, daha
fazla trampet ritmi çalmasını bilirdi. Bayramlar önceden Belediye önü, buğday
pazarının olduğu yerde yapılır, 19 Mayıs töreninde Hacı Karani’ ye gidilirdi. Bu arada çarşının içinde dolaşmanın ayrı bir
zevki oluyordu. Daha sonra tüm bayramlar spor sahası olarak ta kullanılan
alanda yapıldı. O zamanlar İskilip’te lise yoktu. Sadece ortaokul vardı.
İlkokullar adeta bayram yapma yarışına girer, en gösterişli okullar Ulaş
İlkokulu ile Sakarya İlkokulu olur, kıyafeti ile’ de Azmi millî İlkokulu göz
doldururdu.
Bayram yapılan alana gazoz, simit, dondurma, su satanlar’ da
gelirdi. Bayanlara alan da ayrı bir yer ayrılır, bayanlar bayramı oradan
izlerdi.
1963 yılında yapılan 19
Mayıs bayramın’ da kule yapılmış, kulenin en üstüne Hacı Piri mahallesinden
Faruk Şiranlı, Türk Bayrağı ile çıkmış, kulenin tepesinde bayrağı açarak
dalgalandırmıştı. Yine bu bayram’da Faruk Şiranlı mikrofona geçerek- "
İskilip Üstünde Bir Kara Bulut, Karadır Kaşların Ferman Yazdırır."
türkülerini okumuştu. Faruk Şiranlı Hacettepe Üniversitesini bitirerek, diş
doktoru olmuş, daha sonra’ da Almanya’da bir Üniversite’de öğretim görevlisi
olmuştur.
Bir seferin’ de 19 Mayıs
töreninde, cimlastik hareketlerini okul müdürü olan Hasan Okumuş yaptırmıştı.
Kız öğrenciler, pantolon giyerek bayrama katılmışlardı. Millî Eğitim
Bakanlığına “Kız çocukları pantolonla bayrama katıldılar” diye şikâyet
etmişler. Bunun üzerine okula gelen müfettişe, okul Müdürü Hasan Okumuş – “
Veliler çocuklarının bayrama katılmamasını temin için rapor almışlardı. Bende
pantolonla çıksınlar diye teklif ettim, kabul ettiler. Bunun üzerine, kız
öğrencilerinin pantolonla bayrama çıkmasını kabul ettim.” Diye savunmasını
yapınca, müfettiş uygun rapor yazmış. Bakanlıkta her bölgenin kız çocuklarının
bayram kıyafetini, okul yönetimlerinin belirlenmesini kabul etmiş. Bu hatırayı
Hasan Okumuş hocamız anlatmıştı.
Bir ilkokul öğretmeni vardı.
Sık sık Ortaokula gelir, okulda çekilen resimlerde poz verirdi. İki oğlu’ da
ortaokulda okuyordu. Bayram törenine çıkacağımız sıra’ da okuldan bir hocamız
yanıma gelerek, benden trampeti alıp o öğretmenin oğluna verdi. Çok
bozulmuştum. Benden alt sınıfta olan öğrenci, babasının torpili ile trampet çalmaya
başladı. Kendi içimde trampeti benden alıp, başkasına veren hocayı hiç
affetmedim. Daha sonraki yıllar’ da İskilip’ te karşılaşmamıza rağmen konuşmak
içimden gelmedi. Bana haksızlık yapılmıştı. Bunu unutamamıştım. Bende hayatım
boyu bu dersi unutmayıp, kimseye haksızlık yapmamaya çalıştım. Tek başıma olsam
bile, doğru olanı yapmaya, söylemeye çalıştım.
Mustafa Yolcu- 20.09.2019