5 Nisan 2009 Pazar

BELEDİYE BAŞKANLARI VE HİZMETLER

Seçimler BİTTİ ve her yerde yeni dönem başladı.
Seçilen Belediye Başkanları neler yapmalı:

Hiçbir başkan bulunduğu yere deniz getireceğiz dememeli.
Ama mevcut şartlardan azami olarak faydalanmanın yollarını aramalıdırlar.

İmar konusu çok önemlidir.
İmar mevzuatını ve imar planı ile notlarını kişi ayrımı yapmadan her kez için aynı şekilde uygulamalıdır.

Çarpık yapılaşmaya katiyen izin vermemelidir.

1/5000 lik nazım planlardan sonraki safha olan 1/1000 lik parselasyon planlarını düzenleyerek,18 madde uygulamasını yapıp plan tescili gerçekleştirmelidir.
Bunun sonucunda planın uygulamasına geçip, Plan Gereği Alt Yapıyı Tamamlamalıdır.

Seçilen başkanlar parti kimliğini bırakarak tüm şehrinin Belediye Başkanı olmalıdır.
Meclis üyeleri ve encümen üyeleri Ahmet’in Mehmet’in işi için değil tüm şehrin daha ileri gitmesi için kolları sıvamalı bunun için çalışmalıdır.

Temizliğe çok önem verilmeli bulundukları şehri caddeleri sokakları ile pırıl pırıl bir hale getirmelidir.

Bir belediye ve başkanı Bulunduğu Şehrin Hem Anası Hem Babasıdır.
Bunu böyle kabul ederek Belediye Başkanı şehrin tüm sorunlarını çözmeye, dertlere çare olmaya, kimsesizlerin kimsesi olmaya çalışmalıdır.

Belediyecilik özveri ister. Bir başkana 24 saat yetmez. Gece gündüz bitip tükenmeyen görevleri vardır.
Bıkmayacak, Usanmayacak, Yeter Be Demeyecektir.
Halka Hizmeti Hakka Hizmet Olarak Kabul Edecektir.

Belediye başarılı bir tüccarın işyeri gibidir.

Başkan Belediyesine gelmesi gereken geliri kuruşuna kadar getirmelidir.
Harcamada ise öyle hesaplı olmalı ki kuruşunu boş yere harcamamalıdır.
İşte o zaman belediyenin parası bereketlenecek, halkına hizmeti artacaktır.

Her yıl için Yeminli mali Müşavirin muhasebe raporuna başvurulmalı, bu rapor şeffaf olarak isteyen herkesin görüşüne açık tutulmalıdır.

Başarılı bir başkanın iyi bir ekibi olur.
Getirdiği yazıyı güvenle imzalayacağı Özel Kalem Müdürü, kendisi olmadığında yokluğunu aratmayacak Başkan Vekili, fikir sorup, fikir jimnastiği yapacağı, fikir üretebilecek dostları olmalıdır.
Fikrine, kanaatine inandığı değişik mesleklerden kişiler ile toplu olarak sohbet toplantıları düzenleyerek; yapılan ve yapılacak işler hakkında onların kanaatleri alınabilir.

Belediyecilikte Gündüz Vakti Halk İle Haşir Neşir Olunacak Zamandır.
Halkın sorunları ile ilgilenilecek, çevre gezilecek, yapılan işler denetlenecektir.
Başkanlar belediyenin diğer bürokratik işleri ile geri kalan zamanda uğraşmalıdır.

En güzel denetim zamanı sabahleyin olanıdır.
Halk evinde istirahatında iken başkanlar denetimlerini bu vakitte yapmalıdır. Padişahlar tebdili kıyafet yapıp halkın arasına karışır sorunlarını dinlermiş.

İtfaiyenin yangın ihbarı aldığında tüm donanımları tamam olarak zamanında yangına müdahale edip etmediği değişik zamanlarda denenmelidir.

Çorumda Valilik yapmış Rahmetli Mehmet Varinli Valinin uygulamaları örnek alınabilir.

Dostları onu yarı yolda bırakmamalı, pazara kadar değil, mezara kadar arkadaşı olmalıdır.


10.06.2009
Mustafa Yolcu

31 Mart 2009 Salı

MUHSİN YAZICIOĞLUNUN CENAZE MERASİMİNDEN KARELER




VEFALI BAŞKAN- MUHSİN YAZICIOĞLU




VEFALI BAŞKAN

Muhsin yazıcıoğlu vefalılık özelliği ile bilinen bir şahsiyet ve başkan idi.
Dostluğu iyi günde de kötü günde de belli olurdu.
Onun ile ilgili bir hatıramı sizler ile paylaşacağım.

2001 Yılında hükümette Devlet Bakanı olan Abdul Haluk Çay bey hastalanarak 5.6.2001 tarihinde Hastaneye yatmıştı. Kalbinden tedavi görüyordu.
Böyle günlerde insan dostlarını yanında görmek ister.
Haluk beyin hastanede yattığını bir dostum bana haber vermişti.

Muhsin beyi telefon ile arayarak “Haluk beyin hastanede yattığını” haber verdim.
Muhsin bey cevaben” İyi ki haber verdin Mustafa haberim yoktu.”dedi.

Muhsin bey bu görüşmemizden bir saat sonra bizzat hastaneye giderek Haluk beyi ziyaret etmiş.
İnsanın dostlarınca hatırlanması, unutulmaması ne kadar güzel.

Bir gün partiye kendisini ziyaretine gittiğimizde “vefat eden bir tanıdığının evine taziyeye gittiğini, vefat eden kişinin ebcet hesabı ile hesap yaptırarak ölüm tarihini belirlettiği.Bunu da odasında ters çevrilmiş takvim yaprağına not etmiş olduğunu söyledi. Çocukları bu durumu BABALARI ÖLDÜKTEN SONRA FARK ETMİŞLER.

Muhsin Bey bu ebcet hesabını kendisinin de yaptıracağını,neticesini bir tarafa not edeceğini söylemişti.
Bunu yaptırıp yaptırmadığını bilmiyorum.

Ama ölümü ile tarihe bir not düşürdü.
Yüz binlerce insan Kocatepe de idi. Yıllarca birbirini görmeyen insanlar bir olmuş, birlikte olmuş, buraya gelmiş başkanlarına vefalarını gösteriyorlardı.

Muhsin Başkan ekmişti.Şimdide biçiyordu.
Arkasından söylenen” mertti,vefalı idi, çizgisini hiç değiştirmedi.”

RUHU ŞAD OLSUN.

MUSTAFA YOLCU-03.04.2009

28 Mart 2009 Cumartesi

MUHSİN YAZICIOĞLU'NA


YİĞİT İNSAN

Artık üşümezsin
Artık düşünmezsin
Açlık yok uykusuzlukta
Artık ebedi alemdesin

Mamağın zulmü çok
Olanları unutmak yok
Askıda omzunda yastık
Artık sana zulüm yok

Bir nöbetti bu dünya
Senin nöbetin bitti
Onurla yaşadın burda
Uğurlar olsun dünya


İnsanoğlu bu dünyada
Her zaman imtihanda
Yiğit Muhsin imtihana
İman etti yiğit gitti

YİĞİT İNSANA





Bir alim demişki:

Gam değildir gide dünya kala din
Gam odurki kala dünya gide din.

Yiğit Muhsin Gam değildir gide dünya kala din’i seçenlerden idi.

MUSTAFA YOLCU - ANKARA

11 Şubat 2009 Çarşamba

Gurbet

GURBET

Geceler Karanlık, Geceler Yaslı
Hüzün Çöküyor İçime Benim
Çaresiz Kuşlar Gibi Gece Yarısı
Sıla Hasretiyle Dertlenen Benim
XXX
İnsanı Yabancı Her Şeyi Başka
Çorbası Başka, Pilavı Başka
Sabah Olur İşe Gidersin
Bakışlar Başka, Selamlar Başka
XXX
Tanıdığın Yok Ki Halleşesin
Derdini Kiminle Söyleşesin
Eşten Dosttan Haber Sorup
Kederde Sevincde Birleşesin
XXX
Gurbet Akşamları Hüzünlü Olur
Sokaklar Boşalır İnsan Kaybolur
Birde Sıladan Haber Gelmezse
Hasret Yakar İnsan Kahrolur.

30.05.2008-Mustafa Yolcu

29 Ocak 2009 Perşembe

TAYYİP ERDOĞAN VE DAVOS




Tayyip Erdoğan bir kez daha milletinin sesi oldu.

Başbakanı olduğu ülkenin sesini , ölen çocukların feryadını dile getirdi.
Yıllarca süren güdümlü politikayı bırakarak ,şahsiyetli dış politikanın uygulayıcısı oldu.

Kutluyorum onu sessis insanların,mazlumların sesi oldu.

Birisinin akan kana dur demesi gerekiyor idi,bu Tayyip Erdoğan oldu.

KUTLUYORUM TAYYİP BEY SİZİ.

4 Ocak 2009 Pazar

BU TARİH UNUTULUR MU?

(Unuttuk,UNUTTURDULAR Maalesef…)

********

Birinci Dünya Savaşı'nda

İngilizlere,

150 bin askerimiz esir düştü.

Bu askerlerden bir kısmı da Mısır'ın

İskenderiye şehri yakınlarında bulunan Seydibeşir Usare Kampı'na

Hapsedildi.

********

Kampın tam adı,

'Seydibeşir Kuveysna Osmani Useray-I Harbiye Kampı' idi.

Bu kampta,

1918'de

Filistin Cephesinde esir düşen 16. Tümen'in 48. Alayı'na bağlı

Osmanlı Askerleri

Tutuluyordu.

********

12 Haziran 1920'ye kadar

Iki yıl boyunca

Her türlü işkence, eziyet, ağır hakaretler ve aşağılamaya maruz kaldılar.

********

İnsanlık dışı muamelenin nedeni ise Ermeniler idi…

********

Kamptaki, Türkçe bilen Ermeni tercümanların

Yalan yanlış çevirileri ve

kışkırtmaları nedeniyle,

kampların İngiliz komutanları,

AZILI TÜRK DÜŞMANI HALİNE

gelmişlerdi.

********

Savaş bitmişti.

Ancak,

Kamptaki ağır koşullar nedeniyle

ÖLENLER DIŞINDAKİ ASKERLERİ

TESLİM ETMEK,

İNGİLİZLERİN İŞİNE

GELMİYORDU.

ÇÜNKÜ,

OLASI YENİ BİR SAVAŞTA,

BU ASKERLERİN

YENİDEN KARŞILARINA ÇIKABİLECEKLERİ, ERMENİLER TARAFINDAN,

İNGİLİZLERİN BEYİNLERİNE İŞLENMİŞTİ.

********

Çözüm

Toplu katliamdı…

ASKERLERİMİZ,

MİKROP KIRMA BAHANESİYLE,

SÜNGÜ ZORUYLA

DEZENFEKTE HAVUZLARINA SOKULDU.

Ancak;

Suya normalin çok üzerinde

'KRİZOL' MADDESİ

katılmıştı..

Mehmetçik,

Suya daha ayağını soktuğunda,

aşırı krizol maddesi nedeniyle haşlanıyordu.

Ancak,

İNGİLİZ ASKERLERİ,

dipçik darbeleri ile askerlerimizin havuzdan çıkmalarına izin vermiyorlardı.


Mehmetçikler,

Bellerine kadar gelen suya başlarını sokmak istemediler.

Ancak,

Bu kez İngilizler havaya

(başlarının üzerine)

ateş etmeye başladı.

Askerlerimiz,

ölmemek için,

çömelerek başlarını suya soktular.

Ancak,

başını Sudan kaldıran artık göremiyordu.

Çünkü gözleri yanmıştı…

********

Dışarı çıkanların halini gören

sıradaki askerlerimizin direnişleri de fayda etmedi

Ve 15 000 (15 bin) askerimiz

KÖR OLDU.

Bu vahşet,

25 Mayıs 1921 tarihinde

TBMM.' de görüşüldü.

Milletvekilleri Faik ve Şeref Beyler

Bir önerge vererek,

Mısır'da esirlerin

Krizol banyosuna sokularak,

15 BİN VATAN EVLADININ GÖZLERİNİN KÖR EDİLDİĞİNİ,

Bunun faili olan

İngiliz doktor,

Garnizon Komutanı ve

Askerlerin

cezalandırılması için,

TBMM' nin teşebbüse geçmesini istediler.

********

Ancak,

Yeni kurulan devletin bin türlü derdi vardı.

Ağır sorunlarla uğraşan TBMM' de

Bu hesap sorma işi

UNUTULDU GİTTİİİ…..

Ama onlar

Unutmuyorlar…

Kendi ihanetlerini bile

soykırım ambalajına sarıp,

dünya kamuoyuna

Sunuyorlar.


En üzücü olanı da

Malum birilerinin,

Bu karalama kampanyalarına

çanak tutması…

********

ERMELİLER SOYKIRIM YAPILDI DİYE DÜNYAYI AYAĞA KALDIRIYOR.

BİZİM

TARİHİMİZDEN HABERİMİZ YOK.!!!

Not:

EĞER ŞEHİTLERİMİZE SAYGINIZ VARSA;

3 dakikanızı almaz

Bu yazıyı

arkadaşlarınıza göndermelisiniz