22 Nisan 2017 Cumartesi
17 Nisan 2017 Pazartesi
16 NİSAN ANAYASA REFERONDUMU
16 NİSAN
ANAYASA REFERONDUMU
Anayasa
referandumu yapılarak % 51 oyla kabul edildi. Milletimize hayırlı uğurlu olsun.
Ülkemiz için yeni bir yönetim biçimi olan Cumhurbaşkanlığı sistemi başlamış
olacaktır.
Güreşte
bir nakarat vardır:
Pehlivan
pehlivan…
Alta düştüm diye yerinme
Üste çıktım diye sevinme
Üste çıkarsan apış, alta düşersen yapış
Bu meydan er meydanıdır
Er olan çıksın meydana
Hz Hamza’dır piriniz, yıkılıp yıkmaktır arınız.
Elbet yıkacaktır biriniz
Allah Allah İllallah, Muhammed ün Resulullah
Her seçimde birileri kazanacak, birileri kaybedecektir. Seçimde
bir er meydanıdır. Her kez kazanmak, kazanacak kişinin yanında yer almak ister.
Seçim bitmiştir. Gün iş yapma zamanıdır. Tüm milletin yan tana
durma zamanıdır. Bulunduğumuz coğrafya sorun yumağına dönüşmüştür. Bir an önce
sorunları çözmek, bunun için politika üretmek zorundayız.
Yönetenler yönelttiği halk için baba şefkati ile bağışlayıcı
olmalı, insanımızla kucaklaşmalı, kimseyi ötekileştirmeden yolumuza devam
etmeliyiz.
Her hatanın kazası yoktur. Ona göre üç kere düşünüp bir kere
karar vermeli, minimum hata ile icraatları sürdürmeliyiz.
Artık kaybedecek zamanımız ’da yoktur. Dedim dedi ile vakit
kaybedemeyiz. Dost, müttefik bildiklerimiz düşman, arkadaş bildiklerimiz yılan
olmuştur.
Dünya beşten büyüktür ama dünya bu beşin oyuncağı olmuştur. Bu
gün başka, yarın başka konuşmaktadırlar.
Ülkemizi ilgilendiren, odağında olduğumuz konuda komşu bir ülkenin yöneticisi“ Siz bu konular
ile uğraşmayın. Ülkemizden gelecek turistleri iyi ağırlayın. Bize
göndereceğiniz gıda ürünlerinin sağlıklı olasını temin edin. ” Diyerek adeta
bizimle dalga geçmektedirler.
Uğraşmamız, düşünmemiz gereken konular çok ve girifttir. Biz iç
politika ile uğraşırken, sınırlarımızdaki ve ege adalarındaki oldu bit tilere
göz yumamayız.
Particiliği, hizipçiliği bir tarafa bırakarak el birlikte
ülkemizi kalkındırmanın yollarını arayalım. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan
devlet malını çarçur ettirmeyelim. Çimentoya taşa para harcamayı bırakıp,
istihdam sağlayacak alanlara yatırım yapalım.
“ İngilizlerin ezeli ve
ebedi dostları düşmanları yoktur. İngilizlerin ezeli ve ebedi menfaatleri
vardır.” Deyiminde olduğu gibi, hamasi dış politika konuşmalarını bırakarak, az
konuşulan ama iş yapılan dış politikaya dönelim.
At sahibinin altında kişner. Her yönetim, iyi yöneticisi ile
başarılı olur. Cumhurbaşkanlığı sistemi de devlet ve milletin hayrı için olursa
başarılı olur. Olumsuzluklar ile yönetilecek olursa bu günleri arar oluruz.
Görünen odur ki, bu yönetim dualı ağızların duasını almış,
başarıya ulaşmıştır. Dua alabilmek içinde –“ Adaletle hükmetmeyi, halkı
karşımıza almamayı, kul hakkı yememeyi
sağlamalıyız.” Bunu başardığımız
takdirde dâhili ve harici hiçbir güç bizi yıkamayacaktır.
Yapılan referandum vatanımıza ve milletimize hayırlı olsun.
Mustafa Yolcu
17.04.2017
13 Nisan 2017 Perşembe
ÖNEMLİ UYARI
ÖNEMLİ UYARI
16.Nisan pazar günü yapılacak anayasa oylaması ile ilgili asparagas haberler dolaşıyor.
Referandumun sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi çok önemli. Bunun için bütün vatandaşlara düşen görevler var.
Ülkemizin geleceği için hiç bir kuşkuya mahal kalmadan referandumun yapılıp, oyların sağlıklı bir şekilde sayılarak tutanağa bağlanması, oy torbalarının merkeze ulaşması gerekir.
İlk etapta yapılacak iş, oylar sayılırken herkesin sandığına sahip çıkması ve oy sayımından sonra düzenlenen tutanağın
fotoğrafını çekerek, merkezde yapılan tutanak birleştirmeleri sonuçlarında fotoğraftaki tespitleri ile karşılaştırma yapmasında yarar var.
Referandumun sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi çok önemli. Bunun için bütün vatandaşlara düşen görevler var.
Ülkemizin geleceği için hiç bir kuşkuya mahal kalmadan referandumun yapılıp, oyların sağlıklı bir şekilde sayılarak tutanağa bağlanması, oy torbalarının merkeze ulaşması gerekir.
İlk etapta yapılacak iş, oylar sayılırken herkesin sandığına sahip çıkması ve oy sayımından sonra düzenlenen tutanağın
fotoğrafını çekerek, merkezde yapılan tutanak birleştirmeleri sonuçlarında fotoğraftaki tespitleri ile karşılaştırma yapmasında yarar var.
Bu yapılarak, herkes kendi sandığının sonuçlarına sahip çıkarsa, bütün söylentilerin boşa çıkarılması sağlanır.
Lütfen oy sandığına sahip çıkalım. Geleceğimize sahip çıkalım.
SONRA AH VAH ETMENİN FAYDASI OLMAYACAKTIR.
SONRA AH VAH ETMENİN FAYDASI OLMAYACAKTIR.
30 Mart 2017 Perşembe
İŞÇİLİKTEN İŞ ADAMLIĞINA
İŞCİLİKTEN
İŞ ADAMLIĞINA
Çorum-
İskilip’in bir köyünde doğdum. Babam hayvan besler, bağ bahçe işinde
çalışırdı.
İlkokulu
köyümüzde okudum. 3. Sınıfta iken annemi kaybettim. Ev işimizi benden iki yaş
büyük olan, kız kardeşim yapıyordu.
İskilip’te
bulunan akrabamızın aracılığı ile kız kardeşim, çocuğu olmayan hâkimin evine
evlatlık olarak verildi.
Bende
gücüm yettiği kadar babama yardım ediyor, çoğunlukla ’da köyün sığırlarını
yaylıma götürüyor, çobanlık ediyordum.
Çobanlık
yaptığımız sığırların sahipleri, bize aylık para veriyor, bazıları’ da evimizin
gıda ihtiyacını karşılıyordu. Köyümüzde zengin birisi vardı. Bu kişi
hayvanlarını güttüğüm için bana para ödemiyor, benim sığırlarımı güdeceksiniz
diyordu. Emeğimin karşılığını alamadığım için, bu duruma çok üzülüyordum.
Yapacak bir şeyimizde yoktu.
İlkokul
bitince babamı zorla razı ederek, İskilip’te ortaokula yazıldım. O zamanlar
okulun, yatılı pansiyonu vardı. Köyden gelen talebeler çoğunlukla bu pansiyonda
kalıp, ihtiyaçlarını çarşıdan karşılıyordu.
Okul
Müdürü benim gibi ihtiyaç sahibi olanlara, anlaşma yaptığı Tuzcuoğlu’nun
lokantasından yemek veriyordu. Lokanta ’da sabahları çorba, öğle akşam yemeği olarak ta makarna, bulgur
pilavı, nadiren pirinç pilavı, kapuska, ıspanak, pırasa, kuru fasulye, nohut gibi yemekler
yapılıyordu. Öğle akşam aynı yemekleri yiyerek bıkıyorduk.
Bir gün
lokanta’ da yemek yerken arkadaşım “ Yırtma olsa’ da yesek” dedi. Bu
konuşmayı duyan lokanta sahibi ” Gidin evinize ananız yırtma yapsın. Bizden bu
kadar.” Diye azarladı. Sesimizi çıkaramıyorduk. Ne bulursak, onu yemek zorunda
idik.
Hafta
sonları bazen kız kardeşimin evine gidip, orada severek yemek yiyor bu arada
kardeşimle ’de özlem gideriyordum.
Ortaokul
’da ilk sene sınıfta kaldım. İkinci sene okul ’da yarı dönem daha okuyunca,
okuyamayacağımı anladım. Babama okulu bırakarak, Ankara’ya gidip çalışmak
istediğimi söyledim. Babam köyde
kalmamı, çobanlık yaparak bağ bahçe işleri ile uğraşmamı söyledi.
Babam
Ankara’ya gitme isteğimi, İskilip’te bir esnafa anlatmış. Esnafta Ankara’ya
gitmemin uygun olacağını, Sitelerde tanıdığı bir mobilyacıya mektup yazıp
gönderebileceğini söylemiş. Babam ’da bu teklifi kabul etmiş.
Okuldan
ayrılıp, Ankara’daki mobilyacıya yazılmış mektup ve eski bir tahta bavul ile yorganı
yanıma alarak Ankara’daki mobilyacının yanına gittim. Burası mobilya
imalathanesi idi. Mobilyacı mektubu okuduktan sonra “ burada çalışır mısın?”
dedi. Bende evet dedim. Bir süre dükkânın, uygun bir yerinde yatıp kalktım.
Daha sonra üç arkadaş, iki odalı gecekondu kiralayarak burada kalmaya başladık.
İşime
dört elle sarıldım. Gece gündüz demeden, işimiz olduğu sürece çalıştım. Bu
çalışma azmim bana çok şey kazandırdı. Askere gidinceye kadar aynı işyerinde
çalıştım.
Askerde, ortaokuldan ayrıldığım için beni
yazıcı yaptılar. Önceki yazıcı terhis olmadan, beni yetiştirdi. Daktilo yazmayı
öğretti. İki parmak daktilo yazıyordum. Askerde de işimi aksatmadan yapmaya
çalıştım. Komutanım benim çalışmamı sevmişti. Bana her konuda itimat ediyordu.
Komutanın evine gidip, mobilyalarını tamir ettim.
Askerliğimin
bitmesine yakın babama mektup yazıp, askerden sonra ’da Ankara’da çalışma
hayatıma devam edeceğimi bildirdim.
Teskeremi alınca İskilip’e giderek üç gün kaldım. Babam İskilip’te
kalmamı istedi, kabul etmedim.
Ankara’ya
dönerek, eski işyerimde iki sene daha çalıştım. İşyeri sahibine “ Kendi işimi
kurmak istediğimi, bana yardımcı olmasını.” Söyledim. Durumuma uygun bir dükkân buldum. Kendi iş
yerimde çalışmaya başlayınca, eski patronum bana alet edevat verdi ve bana iş
gönderdi. Daha sonra dışarıdan ’da iş bulmaya, kendi mobilya malzemelerini ’de
almaya başladım.
Bu arada
köyümüzden bir kızla evlendim. Mutlu bir evliliğimiz oldu. Eşim ben işe gidince, bana evi düşündürmedi.
Çocuklarımı ’da çok iyi yetiştirdi.
İşlerim
yoluna girince mobilya imalatını bırakarak, mobilya satış mağazası açtım.
Mağaza ’da kiracı iken, kendi mağazamı
satın aldım. Şimdi iki ayrı mağaza ile 20- 25 çalışanımız var. Biz çalışıp
gayret edince, Allah rızkımızı verdi.
Çocuklarım
’da işe dört elle sarıldılar. Yurt dışından model getirtip, üzerinde çalışarak
kendi modelimizi üretip mobilya imalatı yapıyoruz. Ben kuru yere ocak açtım. Kimsenin
hakkını yemedim. Allah’ta emeğimizi zayi etmedi. Bu günlere gelmeyi nasip etti.
Gücüm
yettiği kadar ’da hayır hasenatımı yapmaya çalışıyorum. Ben adımın
duyurulmasını istemedim ama ısrarın üzerine bu sohbeti yaptık.
İşçilikten
İş Adamlığına. Bir hemşerimizin hayat hikâyesidir.
MUSTAFA
YOLCU
30.03.2017
21 Mart 2017 Salı
Ulus Hali
Ulus Hali
Ankara'da Ulus halinin içindeki baharat cıdan alış veriş yapıp ayrılmıştım.
Eve geldiğim de, aldığım baharattan bir tanesini dükkanda unuttuğumun farkına vardım.
Önce üzüldüm. Bir kaç kezde pazarda unuttuğum sebzeyi almak için pazara döndüğümde, unutulan sebzenin olmadığını söylemişlerdi.
Sırf denemek için, 20 gün sonra Ulus haline giderek, alış veriş yaptığım baharatçıya gittim.
Dükkanlarından alış veriş yaptığımı, aldığım bir baharatı burada unuttuğumu sandığımı belirttim.
Dediler ki-" Müşteri aldığı malı bura'da unutursa, gününü saatini defterlerine yazarak not aldıklarını, müşteri unuttuğu malı sormak için geldiğinde defterden kontrol ederek kayıtlarında varsa malı iade ettiklerini ." bildirdiler.
Defterlerinden kontrollerini yaparak geldiler ve benim aldığım malın kaydının bulunduğunu söyleyerek malın iadesini yaptılar.
Bu durum çok hoşuma gitti. Bana sürpriz olmuştu.
Dükkan sahibine giderek kendilerini kutladım ve yaptıklarının örnek bir davranış olduğunu, bunu sosyal medya da paylaşacağımı bildirdim.
Demek ki yaşadığımız toplumda, hep kötü şeyler olmuyor.
İyi şeyler de oluyormuş.
Ankara'da Ulus halinin içindeki baharat cıdan alış veriş yapıp ayrılmıştım.
Eve geldiğim de, aldığım baharattan bir tanesini dükkanda unuttuğumun farkına vardım.
Önce üzüldüm. Bir kaç kezde pazarda unuttuğum sebzeyi almak için pazara döndüğümde, unutulan sebzenin olmadığını söylemişlerdi.
Sırf denemek için, 20 gün sonra Ulus haline giderek, alış veriş yaptığım baharatçıya gittim.
Dükkanlarından alış veriş yaptığımı, aldığım bir baharatı burada unuttuğumu sandığımı belirttim.
Dediler ki-" Müşteri aldığı malı bura'da unutursa, gününü saatini defterlerine yazarak not aldıklarını, müşteri unuttuğu malı sormak için geldiğinde defterden kontrol ederek kayıtlarında varsa malı iade ettiklerini ." bildirdiler.
Defterlerinden kontrollerini yaparak geldiler ve benim aldığım malın kaydının bulunduğunu söyleyerek malın iadesini yaptılar.
Bu durum çok hoşuma gitti. Bana sürpriz olmuştu.
Dükkan sahibine giderek kendilerini kutladım ve yaptıklarının örnek bir davranış olduğunu, bunu sosyal medya da paylaşacağımı bildirdim.
Demek ki yaşadığımız toplumda, hep kötü şeyler olmuyor.
İyi şeyler de oluyormuş.
19 Mart 2017 Pazar
İSKİLİP
İskilip
|