8 Temmuz 2009 Çarşamba

TOKAT HATIRALARI-1

Tokat’a ilk defa 1966 Yılı Haziran ayında gittim.
Ortaokul 1. sınıftan 2. sınıfa geçmiş, sınıfı geçmiş olmanın huzuru ile, Tokatta görevli olan ağabeyimin yanına gitmiştim.
Ağabeyim halen kanalın üzerinde bulunan TEDAŞ’ a ait trafoda tablocu olarak çalışıyordu.

Memleketim olan Çorum’dan sonra tanıdığım ikinci şehirdi Tokat. Yeşil oluşu itibari ile yaşam tarzıyla memleketime benziyordu.

Ağabeyimin evi köprübaşının sağ tarafında bulunan Gümbet denilen semtte idi.
Tokat’a gelen otobüsler taş köprünün üzerinden geçerek şehre giriyor, stadın yakınında bulunan otobüs terminaline gidiyordu.

Köprübaşında belediye otobüsü durağı vardı ama; otobüs sık gelmediği için çarşıya yürüyerek gidiyordum.
Çarşıya taş köprüden geçerek gidiliyordu.
Köprünün üzerinden geçerken pırıl pırıl akan ırmağı, bir sürü ufak balığın ırmakta yüzüşünü seyretmeye doyum olmuyordu.
Köprü ayaklarının olduğu yerde su biraz daha derindi, orada daha çok balık olurdu.

Yolun sağında DSİ. nin alanı vardı. Bakımlı bahçesi, gülleri, çiçekleri yanından geçerken büyük zevk verirdi. Cimle kaplı bahçe alanı devamlı fıskiyeler ile sulanırdı.

Gazi Osman Paşanın Tokat’lı olduğunu Tokat’a gelince öğrendim. Onun adını taşıyan binalar vardı. Ali Paşa Camii, hamamı, Meydan camisi, diğer camiler, müzesi, kalesi her biri tarihi sergiliyordu. Her tarafı tarih doluydu.

Öğleyin Meydan camisinin yakınında cadde üzerinde yediğimiz Tokat kebabı ayrı bir lezzetti. Çarşıda olduğum her gün bıkmadan, usanmadan bu kebaptan yiyordum.

Müzenin yanındaki taş handa toptancı sebze hali vardı.
Kasalarla şeftaliler kamyonet, at arabası, eşeksırtında hale getirilir ve satılırdı. Halin içine girer, kasalar dolusu meyveleri zevkle seyrederdim.

Benim yöremde de hanımlar yazma dediğimiz örtüleri başlarına takarlardı. Yazmanın imalatı ise Tokat ta Pervane hamamı civarında yapılıyor idi. Yazmaların yapıldığı dükkanlara giderek nasıl yaptıklarını merakla görüp izledim.

Belediye binasının önünde boş bir arsa vardı. Burada önceden sinema binasının bulunduğunu, Tokadın yaşadığı bir depremde bu binanın tamamen yıkıldığını, yerine hiçbir bina yapılmadığını anlatmışlardı.

Sivas yolu üzerinde sağ tarafta eskiden santral binası olarak kullanılan binasın üst tarafında büyük bir su havuzu vardı. Hala duruyor mu bilmiyorum. Bu havuzun üst tarafına kanaldan su gelir, alt tarafından giderdi. Suyu çok soğuktu.
Bir cumartesi günü bu havuza yüzmeye gittik. Dışarısı sıcak, havuzun suyu soğuktu. Havuzda epeyce yüzdük. Akşam ağabeyimin bekar evine geldiğimde başımda ağrı ve üzerimde halsizlik başladı.
Ertesi günü ise ateşli olarak uyandım. Anlaşılan çok kötü üşütmüştüm. Ağabeyim eczaneden bana ilaç getirdi. İki gün sonra ancak ayağa kalkabilmiştim.

Daha sonra Tokat hatıralarıma devam edeceğim.

1.06.2009
Mustafa Yolcu - Ankara

Hiç yorum yok: