25 Ekim 2010 Pazartesi

MHP ve Senaryolar
MHP VE SENARYOLAR

2004 Yılında İMO Ankara Şubesi seçimleri yapılıyordu. Geçmiş dönemlerde seçimlere meslekte birlik gurubu olarak katılıyor, az bir farkla seçimi kaybediyorduk.

Oyumu kullanmak üzere seçim mahalline gittiğimde; orada üç ayrı gurubun bulunduğunu gördüm. Bunlar “1- Çağdaş gurup 2- Meslekte birlik grubu 3- Ülkücü mühendisler gurubu” idi.

Daha önceki seçimlerde birlikte çalıştığımız, çoğunu tanıdığım Ülkücü Mühendisler gurubunun çadırına giderek orada bulunan arkadaşlara “ Hayırdır, seçime niye ayrı giriyorsunuz?” diye sorduğumda, “Genel merkezden talimat geldi. Biz seçime AKP’lilerden ayrı gireceğiz.” Dediler.

Aslında meslekte birlik gurubunda, adından da anlaşılacağı üzere parti ayrımı yoktu. Sağduyu sahibi bütün mühendisler bu çatı altında toplanıyordu. Oyunu bozan ülkücü mühendisler gurubu olmuştu. Bu şekilde seçimi kazanmak şansı kalmamıştı.

2010 yılında seçime gittiğimde genel kurulda meslekte birlik gurubu da, ülkücü mühendisler gurubu da yoktu. Genel kurula sadece çağdaş gurup katılıyordu. Onların ekmeğine de yağ sürülmüştü. Onlarda genel kurulda sınıf bilincinden bahsediyor, “çağdaş olmadan demokrat olunmaz. Demokrat olmadan da çağdaş olunmaz.” Diyorlardı.

Milliyetçilik, Ülkücülük, muhafazakârlık ile hamuru yoğrulmuş olan MHP hareketin de Devlet Bahçeli ile birlikte değişim yaşanmaktadır.
MHP hareketinden muhafazakârlık anlayışı uzaklaşarak, yerini ulusalcılık anlayışı almıştır.
MHP kitlesine tarikatlara, cemaatlere, AK Partiye karşı olmak duygusu empoze edilmektedir. Bunun sonucu olarak bu kesimlere karşı husumet ve karşı oluş belirgin olarak kendini gösteriyor.

CHP yıllarca iktidar olamadı. Bu sebeple muhalefet etmek, her şeye muhalif olmak CHP varlık sebebi olmuştur.
Parti başkanları değişmiş, kadroları değişmiş ama iktidar olma durumuna gelememişlerdir.
İktidar olamamalarının sebebi ise statükonun, vesayet düzeninin yanında yer almaları, halkın yükselen değerlerine karşı tavır almalarıdır.

Toplum mühendisleri bu duruma çözüm getirmek düşüncesi ile CHP yanına MHP katmayı uygun bulmuşlardır.
Böylece “milliyetçilik, ulusalcılık, jakoben laikliği “kendisine şiar edinmiş iki parti yan yana gelerek, tek parti haline dönüşecektir.
Bu birleşme önce tepede, sonra da tabanda olacaktır. Böylece muhafazakâr bir kesimin düşünce yapısını değiştirerek, kendi düşünce kalıplarının içine çekmiş olacaklardır.

Şu anda ulusalcı kimliğe giren birinin çocuğu, büyüdüğünde kendisini CHP olarak kabul edecektir.

Gelinmek istenen nokta, yapılmak istenen budur.
Bu yılki ramazan ayında bunun emarelerini görmeye başladık. İslami vecibeleri, namazı, oruç tutma görevini daha çok insan yerine getirmemeye başladı.
Evet, hayır kampanyalarında MHP ile CHP birlikte hareket ederek, birlikte kampanya düzenlediler.

Neticesinde ülkücü, milliyetçi, muhafazakâr, üç hilalli parti amblemi olan parti değil, ulusalcı CHP oldular.
Herhalde ilk parti kongresinde parti ambleminden üç hilali çıkarır, yerine bozkurt’u veya altı oku koyarlar.
Bu hali ile CHP’nin koltuk değneği MHP olacak. CHP bu sayede iktidara olup, altı oklarını yaşam tarzı haline getirip, Beyoğlu çağdaşlığı, jakoben laikliği, özgürlükler karşıtı düşünceleri ile iktidara kavuşmuş olacaktır.

Uygulamaya konulan senaryo bu herhalde. Bu senaryonun uygulamasına 8 yıl önce başlanıldı. Son genel seçimlerde yollara kama şeklinde CHP- MHP amblemi çizildi. O zamanlar basına bu durum yansıdığında bunun kendilerinin dışında, başka guruplarca yapıldığı söylediler. Zaman ise gerçeği ortaya çıkardı.
Birlikte organize edilen hayır mitingleri, Türkiye’yi karanlığa götürme teraneleri, tarikatlara, cemaatlere karşı oluş konuşmaları tesadüfen değil, senaryo gereği ortaya konuldu.

Tüm bunlara rağmen zaman her şeyi yerli yerine koyacak, sel akıp dere yatağına kavuşacaktır.
Bizim insanımız çok çile çekti. İşkenceye uğradı. Sürgün edildi. İşinden atıldı. Birileri ona göbeğini kaşıyan adam dedi. Kullandığı oyu geçersiz sayıldı.
Kızlarımız başı örtülü olduğu için ikna odalarına konuldu, üniversiteye sokulmadı.

Ama bu ülke bize şehitlerimizin, gazilerimizin emanetidir.
Biz bu toprakları dedelerimizin kanı, şahadeti karşılığı kendimize vatan ettik.

Bu senaryoları yazanlarda, bu senaryoyu oynayanlarda emellerine ulaşamayıp, senoryaları sonuçsuz kalacaktır.

İnsanımız uykudan uyanıp, yanlışı fark edip asli yerlerine döneceklerdir.
Bırakalım sol dünya görüşüne sahip olanlar birbirleri ile olsunlar. Yan yana dursunlar.

Benim insanım ise kendi yeri olmayan yerden ayrılarak, asli yerine dönecek, kendi yerini bulacaktır.
Milletimizin yükselen değerleri, muhafazakârlık, milliyetçilik, üç hilalli bayrak MHP lideri Alpaslan Türkeş’in emanetidir. Başbuğun yolundan gidenler Başbuğ’un emanetlerine sahip çıkacaklardır.

Mustafa Yolcu

Hiç yorum yok: