SÜLEYMAN DEMİREL’LE
TOPLANTI
40
Kişilik mühendis gurupla, 1991 yılı bahar aylarının birinde DYP Genel Merkezine
gittik. DYP daha sonra milletvekili olan
bir arkadaşımız, bu toplantıyı organize etmişti.
Partinin genel başkanı olan Süleyman
Demirel, siyasi yasaklı olmaktan 1987 yılında çıkmış, partiyi eski gücüne
getirmenin, iktidar yapabilmenin çabası içindeydi. 1991 yılı Kasım ayında genel
seçimler vardı.
Toplantıya gittiğimiz yer Akay yokuşundaki
DYP Genel merkezi binası idi.
Bizi buradaki toplantı salonuna aldılar.
Ben ilk defa Başbakanlık yapmış, parti
başkanı ile yakından görüşecektim.
Bu ziyarete gelenlerin hiçbirinin parti
kimliği yoktu. Çoğunluğu MHP sempatizanı idi. Tamamı sağduyu sahibi olup, sağ
yelpazede bütün partilere oy vermişlerdi.
Süleyman beyin konuşacağı kürsü ve yanında
4 sandalye vardı. Masanın üzerinde ise ses kaydedici olduğunu sandığım cihaz
vardı.
Süleyman Bey salona geldiğinde saygı gereği
ayağa kalktık. Bize oturmamızı söyledi ve yerimize oturduk.
Konuşmasına başlayan Süleyman Bey-“ Sevgili
meslektaşlarım, hepinizde hoş geldiniz. Meslektaşlarımı burada görmekten
mutluyum. Ama benim için siz halksınız. Burada sizin görüş ve düşüncenizi
öğrenmek istiyorum. Dileyen arkadaşımız düşüncelerini dile getirsin. Bende daha
sonra, sorulanları cevaplamaya çalışacağım.” Dedi.
Bunun üzerine gurubumuzdan yedi kişi söz
aldı. Hatırlayabildiğim kadar şunlar söylenildi:
— Sayın başkanım. Siz 6 kere gidip 7 kere
geldiğinizi söylüyorsunuz. Sağ düşünceli bir partinin de başkanısınız. Milli
Eğitimi niye gerçekten milli hale getirmediniz?
— Sayın başkanım. Sol partiler iktidar
olduklarında hiçbir sağ düşünceli insana görev vermiyorlar. Sağ partiler ise
solcuları iş başına getiriyorlar. Tabiri caizse davul bizim boynumuzda, tokmak
başkalarının elinde.
Bu durum sağ partiler için zafiyet değimli?
Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Guruptan diğerleri de değişik konularda
görüşlerini dile getirdiler.
Süleyman Bey hem not alıyor, hem salonu
gözlüyor, hem de ses kaydedici cihaza gözünün ucu ile bakıyordu.
Söz alma sona erince Süleyman Bey cevap
verme faslına geçti.
- “ Teşekkür ederim arkadaşlar. Önce şunu
söyleyeyim. Burada bulunanların hiç birinin benim partimle uzaktan yakından
ilgisi yok.
Erbakan’la ben Üniversiteden arkadaştık. Ben
onu çok iyi tanırım. Erbakan benim hayatta tanıdığım en riyakâr insandır. “ Süleyman beye, Erbakan ile ilgili hiçbir
şey sorulmamıştı. Erbakan’ın konuşmalarda adı bile geçmemişti.”
Ben Türkiye’yi adım adım gezdim. Halkımın
çektiklerini, taleplerini, önceliklerini iyi bilirim.
Benim çocukluğumda Türkiye’de her yerde
lise yoktu. Bu ülkenin çocukları okuyup, üniversiteye gidip bir yerlere
gelemiyordu. Bu ülkede liseleri ben açıp çoğalttım. Sizler benim açtığım
liseleri bitirip buralara geldiniz.
Ülke yönetiminde ergler ayrımı vardır. Ben
iktidar oldum ama devletin başına gelemedim. İktidar olmak ile her şeyi
yapamıyorsunuz.
Meclis kürsüsünden defalarca Yüce
Atatürk’ün ‘Hâkimiyet Kayıtsız Şartsız
Milletindir’ sözünü dile getirdim. Dedim ki gelin hâkimiyeti kayıtsız şartsız millete verelim. Milletin üzerinde
güç olmasın.
Size
soruyorum, tarih kitaplarında yazdığı gibi Abdülhamit kızıl sultan mı idi.
Hayır değildi. Ben bunu biliyorum ama tarih kitaplarında bunu değiştirecek güce
gelemedim.
Bir takım yetkiler elime geçecekken, darbe
yapıp beni indirdiler. İstediğimi yapamadım.
1980 Eylül den önce olaylar oluyordu. Kenan
Evrene dedim ki’ Size her türlü yetkiyi
vereyim. Bu kardeş kavgasını önleyin.‘ Teklifime olumlu cevap vermediler.
Kenan Evren 12 Eylül den sonra anarşiyi
önlediklerini söyledi. Kardeşim 12
Eylülden önce sen, kadastro müdürü mü idin? Niye o zaman anarşiyi önlemedin?
Daha sonrada konuşuyorsun. Buna kim inanır.
Ben
Türkiye’de liberalizmin temsilcisi oldum. Dolayısı ile sağcılardan da, solculardan
da oy aldım. Bu sebeple uygun bulduğum herkese görev verdim. Bunda bir zafiyet
görmüyorum.
Sizi buradan uğurlarken sizlere partimin
programı ile tüzüğünü içine alan kitapları dağıtacağım.
Sizden ricam bu kitapları okuyun. Parti
programı ile tüzüğümüze eleştirileriniz olursa, bunu bizzat bana yazılı olarak
iletin. Sizin eleştirilerinizi dikkate alarak gerekirse yeniden düzenlemeler
yapabilirim. “ Dedi.
Toplantı sonunda Sayın Demirel toplantıya
gelenleri uğurluyordu. Süleyman beyle kimi tokalaşıyor, kimi elini öpüyordu.
Demirel tokalaştığı insanların yüzüne bakmıyordu bile. Tokalaşırken başka
şeyler ile uğraşıyordu.
Bende öyle yaptım. Tokalaşmak için elimi
uzatırken başımı başka tarafa çevirdim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder