VELAVUZLAR
SÜLALESİ
Velavuzlar sülalesini, sülalenin torunu olan Tuba
çarkacı anlatacak.
Önce kendimi tanıtayım. Velavuz’un (Velihafız’ın)
Bahar (Mehmet Bahattin Yalçın) kızı, Çarhacoöl’ün (Çarkacılar’ın) Ahmet
Çarkacı’nın eşi Tûbâ Çarkacıyım. İskilip’teki sülâleler yazınıza istinaden,
kendi sülâlem hakkında bildiklerimi aktarmak istedim.
Velâvuzlar Kayadibi’nde, Ulucami’nin hemen yanında ikamet
eden bir ailedir. Velavuz İsmi, rahmetli büyük babam İsiyin Efendi (Hüseyin
Yalçın), babası Hacı Velavuz’dan (Hacı Veli Hafız’dan) gelir. Rahmetli büyük
dedem Hacı Veli Hafız, ticaretle uğraşırmış. İskilip’ten deri çıkmadığında,
İstanbul’da ayakkabı kıtlığı olduğu döneme denk gelen zaman’ da deri toptancılığı
yaparmış. Daha çok da İstanbul’a mal verirmiş. Rahmetli vefat ettiğinde,
mahallenin mezarlığı olan Temenne mezarlığına defnedilmiş. Definin artık yasak
olduğu bu mezarlıkta, rahmetli büyük dedem Hacı Veli Hafız, eşi ve evlenmeden
vefat eden lakabı Tüysüz olan kardeşi ile tek kaybolmayan ve yoldan geçenlerin
Fatiha gönderdikleri mezarlar olarak Kale Boğazı’ndaki ebedî istirahat
hanelerinde yatıyorlar... Eskiden aileye Hacı Velavuzlar denirdi. Şimdi sadece
Velavuzlar deniyor. Rahmetli büyük dedem, Hacı Veli Hafız’dan önce sülâlenin
adı Müezzin zade imiş. Bizim ailenin erkekleri, Ulucami’de müezzinlik
yaparlarmış. Hacı Veli Hafız’ ın babası Müezzin zade Hüseyin Efendi’nin, şu
anda Ulucami’nin kadınlar mahfili olan yerde dükkânı varmış. Ulu cami de
tadilat yapılırken, dedem camiye bağışlamış. İyi bir müezzinmiş. Sevilen ve
saygı duyulan birisiymiş. Müezzin zade Hüseyin Efendi öldüğünde, Ulu Caminin ön
bahçesine defnedilmiş. Mezar yerini, biraz hatırlıyorum. Caminin ön bahçesinde, birkaç mezar vardı.
Mezarlar kimlerindi bilmiyorum. Etrafı da tel çiftle kaplıydı. Hatta mezar
yeri, dinlenme yeri yapılmak istendiğinde mezarları bilenler karşı çıkmıştı.
Şimdi orası düzlenip, bahçe yapılmış sanırım.
Mustafa Hocam Velavuzlar sülalesi, babamlar hariç
hep tek erkek çocuktan devam ettiği için kalabalık değildi. Hacı Veli Hafız’ın
erkek kardeşi hiç evlenmeden vefat etmiş.
Büyük babamlar iki kardeşmiş. Kız kardeşi Nuriye hala, Alpsarlar’a gelin gitmiş. Rahmetli Ali Alpsar’ın ilk eşiymiş. Bildiğim kadarıyla onun da iki kızı varmış, biri küçük yaşta vefat etmiş. Diğer kızı Yegâne hala ise, henüz çocuğu olmadan bir kazada hayatını kaybetmiş.
Büyük babamlar iki kardeşmiş. Kız kardeşi Nuriye hala, Alpsarlar’a gelin gitmiş. Rahmetli Ali Alpsar’ın ilk eşiymiş. Bildiğim kadarıyla onun da iki kızı varmış, biri küçük yaşta vefat etmiş. Diğer kızı Yegâne hala ise, henüz çocuğu olmadan bir kazada hayatını kaybetmiş.
Amcam da ben doğmadan vefat etmiş. Çocukları evlenmiş, bekar tek oğlu ve eşi de başka bir evde ikamet ediyorlardı. Abim vefat edince de ben, tek çocuk olarak büyüdüm, kardeşlerim sonradan doğdular.
Babam geç evlenmiş, ben de üçüncü çocuğuyum lakin, sonradan en büyük oldum.
Babaannem, annem, babam ve ben evde dört kişiydik. Evi babam idare ederdi.
Babaannem Osmanlı kadındı. Sevgisini belli etmeyen, güzel söz söylediği tek kişi bendim. Beni “benim güccüg acunum “diye severdi.
Bizim eve sabah, öğle, akşam misafir gelirdi. Yani günün her saati, kapı çalınabilirdi.
Konu komşu anneme gelir fikir sorar, akıl danışır, dertlerini anlatırdı. Annem ketum, misafirperver, becerikli kadındır.
Evde tek çocuk olduğumdan, bana kıyamaz, saçların toz olur diye ev süpürtmediğini hatırlıyorum, Hiç ev işi bilmeden evlendim.
Kandillerde akşam yemeğinde, bayramlarda bayram yemeğinde mutlaka misafirimiz olurdu. Çocukluğumun ramazanları yaza gelmiştir. Çocukluğuma ait, en çok o ramazanları özlüyorum. Temşütlerdeki mayalı kokusu, topu beklerken ki heyecanımız, iftarlarımızdaki misafirler, masada eksik olmayan iftarlıklar, evlerde kılınan teravihler, yivlik suyu seferlerimiz, pide kuyrukları... Bir de artık oturulamaz hale gelen eski evimizi...
Kişinin çocukluğu anavatanıymış ya, benim anavatanım hem çok güzel hem de ukdeliydi. Ukdeliydi çünkü, abimin ölümüyle evin neşesi kalmadı. Herkes hep durgun, hep hüzünlüydü.
On dokuz yaşımda evlendim. Hamdolsun. Üç çocuğum var. Yuvarlanıp gidiyoruz işte.
Velavuzlar sülalesi hakkında söyleyeceklerim bunlar.
Mustafa Yolcu- 18.09.2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder