İSKİLİP’TE RAMAZAN
İLAHİCİLERİ
İskilip’te
ramazanla birlikte, teravih namazından sonra ve sahur vaktinde cami minarelerinden
ilahi söylenirdi. Annelerimiz saclarda mayalı yapar, dışarıdan ilahi sesi
sabahın mamurluğunda çınlardı. İlahi söylenen camilere’de evlerden sahur yemeği
giderdi.
İlahiler
ramazanın başında başka, ortasında başka, sonuna doğru elveda ramazan diye
başlardı.
Bayramda
ise sokaklarda bir tarafta topçular, bir tarafta nareciler, ilahicilerde
sırığın ucuna bağladıkları havlu ile aşağıdaki manileri söyleyerek dolaşır,
bahşiş toplarlardı. Gidilen evde isimler evin sahibine uygun olarak söylenir,
bayram daveti olan evlerde davet yemeğine katılıp giderlerdi. Bazı evlerde
sırığa havlu benzeri şeyler bağlanırdı.
Rahmetlik
kambur Hamdi vardı. Kulağı az duyardı. Bayramlaşmak için bir eve yanındaki
arkadaşı ile giderken “ Hasan bayramlaşmaya gidince, önümüze baklavu
koyarlar. Tabaktaki baklavunun ikisini yeme
yelimde bırakalım. Sonra ayıp olur ha.” Diye bağırarak söylemiş. Hamdi kendine
göre yavaş söylemiş ama onun bu konuşmasını gittiği ev halkıda duymuş,
başlamışlar gülmeye. Bayramlaşmaya gelince, önlerine gelen baklavunun ikisini
yemeyip bırakmışlar. O bembeyaz kıyır kıyır İskilip baklavusunu. Birisi bir tabak baklava gönderse de
geçmişine dua edip yesek değilmi.
Ramazan Bayramı
Manileri
Yeni cami direk ister
Söylemeye yürek ister
Benim karnım toktur
emme
Arkadaşım börek ister
x x x
Çarşı cami baştan başa
Keklik seker taştan
taşa
Sana derim Mustafa
paşa
Bayramın mübarek olsun
x x x x
İlahici kapıya geldi
Ev kalkına selam verdi
Darılmayın ilahici
Bahşişi almaya geldi
x x x x
Tarlalarda olur deste
Kekliği kafeste besle
Sana derim Hasan usta
Bayramın mübarek olsun
x x x x
İşte geldik kapınıza
Selam verdik hepinize
Sana derim Nuriye
teyze
Bayramın mübarek olsun
Mustafa Yolcu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder