BURSADA İKİ
GÜN
Çocukluk arkadaşımın
oğlunun düğünü için Bursa’ya gittim. Bursa ya daha öncede iki kez gitmeme
rağmen, şehri tanımadığımdan bilinçli olarak gezememiş tanıyamamıştım.
Bu kez Bursalı
arkadaşım ile gezerek, tanıdığım Bursa’nın üç temel özelliği olduğunu gördüm.
Bursa’dan 25 km.
uzaklıkta, deniz kenarındaki Mudanya ya ulaşabiliyorsunuz. Burada denizden
yararlandığınız gibi kolayca İstanbul’a gidebiliyorsunuz. İstanbul’un Bursa’ya
bu kadar yakın olması, sayısız avantajları sağlamaktadır.
Bursa Osmanlının baş
şehri olmuş, daha sonra da şehzade kenti olmuştur. Bu özellikleri ile İstanbul’dan
sonra gelen örnek bir şehir olmuştur. Bursa’ya gelen Evliya Celebi şöyle
demektedir:
“Keşiş Dağı’nın
eteklerinden güneşin parıltısı şehre düşer, gök renkli kurşunlar ile süslenmiş
hanlarını, hamamlarını, mescitlerini, selâtin camilerini, kurşun örtülü kat kat
çarşılarını görenler seyretmeye doyamazlar. Filadar Ovası’ndan şehrin görünüşü
çok ihtişamlıdır. Gördüğüm şehirlerin hiç birisine benzemez. Üzerinde nur dolaşan “Ruhaniyetli bir şehirdir.” Zira burada olan büyük evliyalar,
tefsirciler, hadisçiler başka yerde yoktur.
Diğer özelliği de 2543 metre rakımı ile Uludağ’ın
eteklerinde kurulmuş olmasıdır. Uludağ’da
kayak yapılır, kış her şeyi ile yaşanır. Şehre güzellik katar. Kışın yağan
karlar, eriyerek su olur tüm şehre hayat verir. Çeşmeden akan suyun içildiği, ender şehirlerden biridir Bursa. Akan sular
dere olup, nehir olup tarım alanları sular. Böylece birçok ürün yetiştirilir. Dut
ağaçlarının dutu yenilir. Yapraklarından ipek böceği yetiştirilir. Dünyanın en
güzel ipeklerinin üretildiği yerlerden biridir Bursa. Yazın sıcağı, kışın
Uludağ’ının kışı ile bulunmaz bir yerdir Bursa.
Ulu camiye gittiğimizde, orada kalabalık ziyaretçileri
bulduk. Malezya’dan, İngiltere’den gelen turist kafileleri de vardı camide. Anadolu’nun
çeşitli yerlerin den gelen genç öğrenciler de vardı. Turist rehberleri camiyi
anlatıyordu. Yerli insanlarımız cami hakkında ne kadar bilgi öğreniyordu
bilmiyorum. Orada gönüllü rehberlerin gelenlere bilgi vermelerinin sağlanması
iyi olurdu. Cami hakkında anlatılacak o kadar çok bilgi varki.
Ünlü seyyah Evliya Çelebi'nin ifadesiyle,
Ulu Camii Bursa'nın Ayasofya'sıdır. Ulu Cami’yi ziyaret etme imkânı bulanlar,
bu tarihi camiinin 3 tane kapısı olduğunu bilirler. Bir rivayete göre, büyük
zatlardan Somuncu Baba caminin yapıldığı sıra buraya gelir ve işçilere hayrına,
kendi fırınında pişirdiği somunları dağıtırmış. Somuncu Baba bir gün gene;
camii kapılarının önünde ekmek dağıtırken, daha önceki kapılarda ekmek verdiği
bir kişinin başka bir kapı önünde ekmek almak için beklediğini fark etmiş. Somuncu
Baba bir kapıdan diğer kapıya, bu kadar büyük bir hızda ve kalabalık bir
izdihamın yaşandığı bir ortamda hızır gibi hareket edebilenin, sadece Hızır
Aleyhisselam olabileceğini düşünmüş ve bu kişinin kolundan tutup “ sen Hızırsın
anladım” demiş. Buraya gelip her gün namaz kılacağına dair söz vermezsen,
buradaki herkese senin Hızır olduğunu söylerim demiş. Hızır A.S. Hızır olduğunu
doğrulamış ve bunun üzerine: “Somuncu Baba'ya her gün namaz kılmak için camiye
geleceğine dair söz vermiş.” ama Hızır A.S.da Somuncu Baba'dan bir istekte
bulunmuş. “Hangi vakit geleceğim bana kalsın demiş. Bunun üzerine Hızır A.S. o
gün bu gündür, Ulu Cami’deki VAV
harfinin önünde her gün gelip namaz kılarmış.” Beni Ulu Camiye getiren arkadaşım” Bu camiye gidip,
VAV harfinin bulunduğu yerde namaz kıldığında, ettiği duaların kabul olduğunu.“
söyledi.
Konya Mevlana müzesinde ancak bu kadar
yoğunluk vardır. Oraya müze olarak girildiğinden, cami cezbesi ortadan
kalkmaktadır. Bu yanlıştan dönülerek, Konya Mevlana müzesine ziyaret için
girilmeli, para ile ziyaret kaldırılmalıdır.
Güzelim Bursa’da şehircilik açısından bazı
mahsurları gördüm. Ankara Bulvarı üzerinde yapılan raylı tren yolu, bu bulvarı
çok olumsuz bir şekilde bölmüş ve boğmuş. Keşke buraya metro yapılsaydı. Metronun
üzerinden geçecek olan yol ulaşımına çözüm aransaydı. Alternatif yol üretip,
mevcut yoldaki yoğunluğun bir kısmı buraya verilebilseydi.
Eski Bursa evleri yoğun olarak yenilemeye
alınarak, bakımlı ve düzenli hale getirilebilir. TOKİ evleri Bursa’nın siluetini
bozmuştur. Bundan sonra böyle bir hataya düşülmemeli, diğer tarihi kentlerimizde
bu hatadan ders çıkarmalıdır.
Tarihimize, tarihi kentlerimize karşı
hepimizin sorumluluğu var. Tarihi dokuları kirletmeye, tahrip etmeye kimsenin
hakkı yoktur.
Mustafa Yolcu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder