DEĞİŞEN
İSKİLİP
Değişmek
iki türlüdür. Olgunlaşarak mükemmel olmakta, çürüyerek kullanılmaz hale
gelmekte değişimdir.
Şu anda
İskilip ne yazık ki! Çürüme safhasına girmiştir. İskilip’in yerlisi İskilip’ten
göç edince, kültürde büyük bir yozlaşma meydana gelmiştir.
İskilip’te
çarşının pazarın düzeni kalmamış, kötü ahlak ve davranışlar yaşanır hale
gelmiş. İnsanların birbirine, sevgisi saygısı yok olmuştur.
Önceden
küçükler hata yaptığında büyükler küçükleri uyarır, hatta azarlardı. Şimdi ise
erişkin insanlar, caddenin ortasında küfür ederek konuşuyor. İskilip dışında
bağırarak konuşmaya alışmış insanlar, caddenin bir yanından öbür tarafa
bağırıyor. Manav ayıkladığı çürümüş meyveleri yere atıyor.
Ankara’da
oturan bir hemşerimiz İskilip’ten bağ alıp bağı ile uğraşmaya başlamış, bağında
oturmak için, iki katlı evde yapıyordu. Bizde bağına kiraz yemeye gittik.
Dolmuş ile altı kişi bağa geldi. “ Biz yukarda ki köydeniz. Siz bizim yolumuzu
kapattınız. Yolumuzu açın. Yoksa evini başına yıkar, bağını tarumar ederiz. Ben
zaten hapisten yeni çıktım. Hapse girip çıkmaya alışkınım. Yine girip çıkarım.”
Diye tehdit etti. Şaşırıp kalmıştık. Biz İskilip’te, böyle bir olay
yaşamamıştık.
İskilip’te
önceden düğüne davetlere, davetli olanlar giderdi. Şimdi herkesi
çağırıyorlarmış. Buda davetin nezihliğini ortadan kaldırıyor.
Komşular
arası yardımlaşma ortadan kalkmış. Her şey, para karşılığı yapılır olmuş.
İskilibi
alakadar eden bir sorunda, Bağ-Kur’lu olarak belirli bir süre çalışıp,
emeklilik hakkı kazananların durumudur. Emekli olana kanunlar-“ Sen işini
bırak, çalışma. Çalışırsan maaşında
kesinti yaparım diyor.” Böyle olunca emekli olanlar, işini gücünü bırakıp
dükkânını kapatıyor, üretimden çekiliyor. Bu sebeple İskilip’te dükkânlar
kapanıp, arastalar boşalıyor. İnsanların sağlığı açısından, 65 yaşına kadar
çalışması gereklidir. Bu sebeple, emekli olanlarında isterlerse çalışmaya,
üretime devam etmesi gerekir.
İskilip’teki
bu çürümenin önüne geçilmesi için Kaymakamlık vasıtası ile öğretmenler,
muhtarlar, emniyet, jandarma, din görevlileri, sivil toplum kuruluşları, kanaat
önderlerine çok iş düşmektedir.
İskilip’in
üzerinde durulacak bazı konularını maddeler halinde sıralarsak:
1-
İskilip'in kanaat önderine ihtiyacı vardır.
İskilip’te sözü dinlenir insanlar azalmıştır. Sözü dinlenir insanlar, iftira
dedikodu ve yalanlarla pasifize edilmiştir.
2-
Siyaset kurumu, muhtarlık seviyesinden
kurtulmalıdır. Siyaset kurumlarının başına, ciddi proje üretecek ve takip
edecek kapasitede insanlar gelmelidir.
3-
İskilip’in tarihi ve kültürel potansiyelini
değerlendirmek için çalışan insanlar küstürülmemeli, onlara destek olunmalıdır.
4-
Toplum içersinde fitne, iftira, dedikodu ve
ahlaksızlığı yayanlar, baş tacı olmaktan çıkarılmalı, bunların önemli yerleri
işgal etmeleri önlenmelidir.
Tüm İskilip
halkının müspet yönde eğitilerek bilinçli hale gelmesi, gerekirse yanlışların
devlet erki ile üzerine gidilmesi, bir an önce İskilip kültürünün yaşanır hale
getirilmesi hayati önem arz etmektedir. İskilip'in tarihi ve kültürel zenginliğini
ön plana çıkarmak asıl hedefimiz olmalıdır. Aksi takdirde, beyaz atlı
prensler İskilip’ten tamamen gitmiş, İskilip tanınmaz hale gelmiş
olacaktır.
Mustafa
Yolcu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder